Kişisel Blog

Sürdürülebilir Üretimin Geleceğinde Mikrofabrikaların Yeri Ne?

Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm ile birlikte büyük bir değişim yaşayan üretim süreçleri; otomasyon teknolojileri, robotik gelişmeler ve yapay zekanın da devreye girmesiyle yeni bir boyut kazandı. Bu değişimden ürünlerin etkilenmesi kadar önemli bir dönüşüm de üretim alanlarında yani fabrikalarda görülüyor. Sanayi Devrimi’nden bu yana üretim mekanizmasının temelini oluşturan büyük fabrikalar, uzun üretim hatları ve kalabalık işçi toplulukları, yerini son yıllarda daha küçük ama daha verimli olduğu kabul edilen üretim alanlarına yani mikrofabrikalara bırakıyor.
 
90’lı yılların başında ortaya atılan mikrofabrika fikri, yüksek teknolojili üretim sistemlerinin geleneksel büyük fabrikalar yerine daha küçük alanlarda kullanılmasına odaklanıyor. Daha az güç ve insan kaynağına ihtiyaç duyan mikrofabrikalarda yeni nesil otomasyon sistemleri kullanıldığı için yüksek verimlilikte üretim yapılabiliyor.
 
Geleneksel fabrikalarda üretim bandında genellikle her makinenin yalnızca bir işlevi bulunurken ve üretim bant boyunca sürerken mikrofabrikalarda daha küçük bir alanda sürer. Ürün, aynı cihazların farklı işlevlerde de kullanılması sayesinde bantlar arasında birkaç defa yer değiştirebilir. Bu süreç boyunca da insan gücünden daha az, otomasyondan daha çok yararlanılır.
 
Klasik makinelerin kapladığı alandan çok daha az yer kaplayan yüksek teknolojili ve çok işlevli makinler, küçük alanlarda da görevlerini yerine getirebildiği için mikrofabrikalar, büyük üretim alanlarına ihtiyaç duymaz. Bunun yerine fabrikaların ayrılmış alanları, daha küçük ve orta ölçekli üretim tesisleri ya da özel alanlarda üretim yapılmasına imkan tanırlar.
 
Robotik teknolojilere ve otomasyona dayanan mikrofabrikaların bileşenlerinden biri de tabii ki yapay zeka teknolojileridir. Modüler yapıdaki robotik sistemler, kolayca taşınabilir ve ekleme-çıkarma ile kapasite değişikliğine izin verirken otomasyon sayesinde de çok daha az sayıda ama daha vasıflı işçi ile üretim yapılmasına imkan tanır. Hatta yapay zeka ürünleri geliştikçe üretim, planlama, geri bildirim, strateji belirleme, güvenlik gibi süreçlerde de insan gücüne gerek kalmadan çok daha verimli sonuçlar elde edilebilir.
 
Nesnelerin İnterneti, sensörler ve ağ bağlantıları üzerinden güncel verilerle anlık düzenlemeler yapılması da verimliliği artırır. Son dönemde kullanımı hızla artan 3D baskı ve modüler cihazlar da maliyet düşürmek, daha hızlı sonuç elde etmek, talebe göre daha az ya da daha çok üretim yapmak için kolaylık sağlar.
 

Mikrofabrikalar, Geleneksel Fabrikalardan Farklı Ne Sunuyor?

 
Mikrofabrikalar ile geleneksel fabrikaların farklarının temelinde üretim şekli yatar. Geleneksel fabrikalarda aynı üründen seri üretim ile çok yüksek miktarda üretilir. Az sayıda ürünün çok sayıda üretilmesi ve dağıtım sistemi ile verimlilik elde etmek hedeflenir. Mikrofabrikalarda ise genellikle daha az sayıda ama daha çeşitli üretim yapılır. Hatta özel talepler doğrultusunda üretim süreci kolayca güncellenip kişiselleştirilebilir. Daha az enerji ve insan gücü kullanıldığı için de verimlilik artar.
 
Kısacası geleneksel fabrikalar, yüksek miktarda talep edilen ürünler için yani seri üretim için tercih edilirken mikrofabrikalar ise az sayıda ama özel talepleri karşılamak için daha uygundur denilebilir. Ayrıca genellikle klasik fabrikalarda önce üretim yapılır, sonra dağıtım kanalları ile bu ürünler pazara sunulur. Mikrofabrikalarda ise çoğu zaman onaylanmış ürün talepleri karşılanır.
 
Mikrofabrikaların faydaları da sahip oldukları özellikleri ile ilişkilidir. Otomasyon, makine öğrenmesi, robotik altyapı ve yapay zeka gibi teknolojiler sayesinde ilk maliyet dışında düşük maliyet ile yüksek verimlilik elde edilebilir. Ayrıca yeni teknolojiler kolaylıkça sisteme entegre edilebilir, denemeler yapılabilir, testler uygulanabilir. Modüler yapı ve teknoloji temeli, bu ortamı hazırladığı gibi kolaylıkla kapasite değişimine de imkan tanır. Tabii talebe göre üretimin kişiselleştirilebilmesi de özel ihtiyaçların kolaylıkla karşılanabilmesi anlamına gelir.
 
Bu özellikler aynı zamanda daha sürdürülebilir bir yapı da sunar, çünkü yüksek miktarda ham maddeye ve kaynağa ihtiyaç duyulmaz. Onaylanan siparişleri karşılayacak malzeme temini yeterli olur. Otomasyon ve az kaynak kullanımı bir araya gelince de karbon ayak izinin küçülmesine katkı sağlar.
 
Tıbbi cihazlardan otomotiv parçalarına, havacılık parçalarından giyilebilir cihazlara kadar birçok alanda kullanılabilen mikrofabrikaların dezavantaj olarak görülebilecek noktaları ise ilk kurulum maliyetinin yüksek olması ve siber saldırılara karşı daha büyük tehditlerle karşı karşıya olmasıdır. Ancak açılış maliyeti üretimle, siber saldırılar ise siber güvenlik önlemleri ile dezavantaj olmaktan çıkabilir.
 
Mikrofabrikaların geleceği ise sahip oldukları özellikler, günümüzde kişiselleştirmeye olan talebin artması ve robotik teknolojiler ile yapay zekanın hızla gelişmesi gibi nedenler göz önüne bulundurulursa oldukça parlak gibi görünüyor. Büyük fabrikaların belli bölümleri mikrofabrika olarak değerlendirilebileceği gibi küçük ve orta ölçekli firmaların mikrofabrika yatırımları da artacak, pazarda daha hızlı ve daha yenilikçi olmak isteyen girişimciler bu alanı güçlendirmeye devam edecektir.
 
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon