İnsanlık sürekli ilerleme gösteriyor gibi algılansa da zaman zaman geçmişin çözümleri geleceği aydınlatmak için devreye girebiliyor. Mimari de ihtiyaçları ve beklentileri karşılamak için geleceğe yönelik çözümlere, geçmişin yollarını tekrar yürüyerek ulaşabiliyor. Kanaatimce bugün kinetik mimari olarak adlandırılan mimari anlayış da bu şekilde ele alınabilir.
Orta Çağ’da bazı asma köprülerin ihtiyaca göre katlanıp kapanabilmesi, 20. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen bazı yapıların Güneş’in yönüne göre dönebilmesi gibi bugün de doğaya uyum sağlamak ve diğer ihtiyaçları karşılamak için hareketli parçalara sahip yapılar inşa edilebiliyor. Mekanların ve genel olarak yapıların statik şekilde biçimlerini daima muhafaza etmesine bir alternatif olan kinetik mimari, dış dünyaya uyum sağlayacak şekilde hareket edebilen parçalara sahip yapıları ifade eder.
Doğanın statik olmaması gibi yaşam alanlarının da statik olmaması gerektiğine vurgu yapan bu anlayışta yapı sistemleri, iç mekanlar ve cepheler kinetik yapıda olabilir. Amaç ise hem doğaya daha çok uyum sağlamak hem de ihtiyaçları daha pratik şekilde karşılamaktır çoğu zaman. Temel olarak yapının belli bölümlerinin harekete izin verecek şekilde tasarlanması olan kinetik mimarinin uygulanma biçimlerine yakından bakmakta fayda görüyorum.
Kinetik yapı sistemleri; en basit şekilde konumu ya da biçimi belli ölçüde değişebilen yapıları ifade eder. Hareketli duvarlar ya da kaydırılabilen çatılar bu unsurlara örnek verilebilir. Gömülü kinetik yapılar, taşınabilir kinetik yapılar ve dinamik kinetik yapılar şeklinde gruplara ayrılabilecek bu türde taşınabilir hasta bakım ya da ameliyat odaları veya bugün otomatikleşen kaydırılabilir kapılar örnek olarak gösterilebilir.
Kinetik iç mekanlar ise esnek mekanlar oluşturmak için duvarların yer değiştirebilmesi şeklinde somutlaştırılabilir. Yapıların iç mekanlarının ihtiyaçlara göre uyarlanabilmesi, aktif alanlar oluşturulabilmesi ve kullanışlılığın elde edilebilmesi için bu kinetik yapı tercih edilir. Kinetik cepheler ise binaların dış yüzeylerinin ısıyı ve rüzgarı düzenleyecek, iklim koşullarına göre tepki verebilecek şekilde tasarlanmasını ifade eder. Güneş ışınlarına göre dış yüzeyin gölge oluşturacak şekilde hareket etmesi ve iç mekanda konforu sağlamaya odaklanması buna örnek olarak gösterilebilir.
Tüm bu kinetik yapı; park, alışveriş merkezi, sahil gibi kamusal alanlarda; müzelerde ve sergi salonlarında; stadyum ve yüzme havuzu gibi spor tesislerinde; ticari yapılarda ve tabii ki konutlarda değerlendirilebilir. Kısacası ihtiyaç duyulan tüm alanlarda kinetik mimarinin avantajlarından yararlanılabilir.
Kinetik mimarinin faydalarının başında ise değişen ihtiyaçlara uyum sağlamak gelir. Hava durumu, kullanıcı ihtiyaçları, yoğunluk, alan değişimi gibi durumlara karşı çok yönlü yapılar inşa edilmesini sağlar. Ayrıca cam, kompozit, alüminyum, kumaş, ahşap gibi kinetik mimaride kullanılan malzemelerin birlikteliği estetik bir görünüm de sunar. Yapıların özellikle dış cephelerindeki bu estetik tarz, kentsel görünümü de doğrudan etkiler.
Kullanıcıların ilgisini çekebilecek farklı bir tasarım diline sahip olan bu yapılar, yenilikçiliği işlevsellik ve verimlilikle de birleştirir. Yeni teknolojilerin ve mekanik sistemlerin kullanıldığı kinetik yapılarda değişen hava koşullarına ve iklim şartlarına uyum sağlanabilmesi, ısıtma ve soğutma için daha az enerji tüketilmesine katkı sağlar. Bu da enerjinin daha verimli kullanılması, enerji tüketiminin sınırlandırılması ve kaynakların korunması anlamına gelir. Ayrıca binaların değişen ihtiyaçlara uyum sağlayabilmesi, bir yapının birden çok ihtiyaç için kullanılabilmesi anlamına da gelir. Böylece hem alan hem de maliyet tasarrufu imkanı elde edilir.
Kinetik mimari ile inşa edilebilecek yapıların başında açılıp-kapanır çatılara ve duvarlara sahip stadyumlar, konser alanları ve sergi salonları gelir. Organizasyona ve iklime göre göre çatılar açılıp kapanabildiği gibi yoğunluğa göre duvarlar da açınıp kapanabilir ve alan genişletilip daraltılabilir. Ayrıca gemi yüksekliğine göre yukarı kalkabilen köprüler ya da güneş ışınlarının yoğunluğuna göre yönü değişebilen dış cephe panelleri de kinetik mimari örnekleri arasında yer alır.
Kısacası yapıların ihtiyaçlara, iklim şartlarına ve değişen koşullara uyum sağlayabilecek şekilde tasarlanması olan kinetik mimarinin geleceği ise teknolojik gelişmeler doğrultusunda daha parlak olabilir. Robotik teknolojileri ve akıllı ev teknolojilerinin yaygınlaşması sayesinde daha esnek, daha kullanışlı ve daha verimli yapılar inşa etmek mümkün. Böylece özellikle alanın kısıtlı olduğu kalabalık şehirlerin planlanmasında kamusal alanlardan konutlara kadar birçok ihtiyaç için verimli ve esnek projeler geliştirilebilir. Yani geçmişin izlerinden hareketle geleceğin tasarımlarına yön vermek mümkün olabilir.