Kişisel Blog

Şehirleri Karbondan Arındırmak İçin Hangi Adımları Atmak Gerek?

Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun %66’sı şehirlerde yaşayacak. Özellikle son yüzyılda artan şehirleşmenin bir sonucu olarak da yeşil alanlar azalıyor, dünya daha çok yapı malzemelerine maruz kalıyor. Bu da dünya genelinde karbon emisyonunun hızla artmasına yol açıyor. Hatta World Economic Forum’un yayımladığı Decarbonization of Buildings çalışmasına göre dünya genelinde karbon emisyonunun %70’ini şehirler üretiyor. Bunda en büyük pay ise binalara ait.
 
İnşaatlar ve yapı faaliyetleri, karbon emisyonunun %38’in den tek başına sorumlu. Ancak küresel ısınma gerçeği kendini hemen her yıl artan şiddette hissettirirken yapılması gereken ise küresel sıcaklık artışını 1.5°C'nin altında tutmak. Bunu sağlamanın yolu da binaların ve genel olarak şehirlerin karbondan arındırılmasına (decarbonization) yardımcı olacak “net sıfır emisyon” düzenlemelerini hayata geçirmek.
 
Binaların yol açtığı karbon emisyonlarında en büyük pay, %75 ile ısıtma havalandırma ve aydınlatma gibi yapı sistemlerine ait. %25’lik pay ise yapı malzemeleri ile inşaat ve iç döşeme imalatının. Bu oranı sıfıra indirmek ve şehirleri karbondan arındırmak için de Net-Sıfır Karbonlu Binalar İçin Eylem Planı ile belirtilen uygulamaların hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Oysa dünya genelinde net sıfır karbonlu bina oranı %1 bile değil. Avrupa’da her yıl tüm bina stokunun %1-1.5’i bu doğrultuda yenilense bile Paris Anlaşması ile belirlenen eylem planına uyulması için %2 ile %5 arasında bina yenileme oranına ulaşılması şart. Peki, var olan yapıların dönüşümü dışında net sıfır karbon için neler yapılmalı?
 
2050’de var olacak binaların %80’inden fazlasının bugün dünya üzerinde var olduğunu ya da yakın zamanda inşa edileceğini kabul edersek iklim değişikliğiyle mücadele için ne kadar hızlı ve kararlı adımlar atmamız gerektiği daha iyi anlaşılacaktır. Sürdürülebilir yapılar inşa etmek, gelecek nesilleri çok daha ciddi şekilde tehdit edecek küresel ısınmanın etkilerini yavaşlatmak ve mümkünse durdurmak için yapılması gerekenler de geçtiğimiz dönemde düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde tekrar vurgulanmıştı.
 
Buna göre karbonsuz şehirler inşa etmek için ilk olarak bir yol haritası ve maliyet planlaması yapmak gerekiyor. Verilere dayalı, inovasyon ve yeni teknolojiler üzerine kurulu adımlar atarak bunu başarmak mümkün. Ardından karbonsuz şehir hedefinde görev düşen tüm sektörler, topluluklar ve kuruluşları kapsayacak eğitimler verilmeli. Çünkü sadece yapı malzemeleri değil, ulaşım ve enerji gibi temel ihtiyaçlar da bu planın önemli parçaları olmak zorunda. Bu da hem üreticilere hem de tüketicilere yeni görevler düştüğü anlamına geliyor.
 
Net sıfır karbon için atılması gereken adımlardan biri de yerelden ulusala geniş bir mekânsal planlama çalışmasına girişmek. Tüm dünyayı büyük bir şehir, bugünkü şehirleri de en büyük şehrin küçük bölgeleri olarak düşünürsek küçük bir şehirdeki aksaklık, tüm şehrin planlama ve işleyişine zarar verebilir. Bu nedenle geniş planın her ayrıntısına dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca şehirleri ayakta tutan enerji sektörünün de ciddi bir değişime girmesi şart.
 
Temiz enerji kapasitesi ne kadar artarsa, yenilenebilir enerjinin kullanım oranı ne kadar artarsa ve atık sistemleri ne kadar aktif hale getirilirse net sıfır hedefine o kadar uyulabilir. Bunu sağlamak için ayrıca eski altyapıların yenilenmesi, yeşil alanların artırılması, yaya yollarının çoğaltılması, kısacası şehirlerin yeşillendirilmesi önemli. Doğayı ve şehri iki ayrı dünya olarak ele almak yerine şehri doğa ile uyumlu bir parça haline getirmenin yolu bundan geçiyor.
 
Ulaşımda yenilenebilir enerjiden maksimum verimle faydalanmak, iş hayatını düzenleyerek “mutlaka ofise gitme” zorunluluğunu ortadan kaldırmak, iş hayatını dijitalleştirmek, inşaatlarda ve altyapı faaliyetlerinden sürdürülebilir yapı malzemelerini kullanmak, enerji tasarrufu ve geri dönüşümü yaygınlaştırmak da şehirleri karbondan arındırmak için yapılması gereken diğer uygulamalar.
 
Tüm bu uygulamalar ilk aşamada uygulanması zor gibi görünse de aslında planlı ve kararlı bir çalışma ile hayal olmaktan çıkabilir. Şehirleşme artarken akıllı şehirler inşa ederek ve yaşadığımız şehirleri daha verimli kılacak planları uygulayarak hem kendimiz hem de gelecek nesiller için daha sağlıklı, yeşil ve güvenli bir dünyaya kavuşabileceğimize inancım tam.
 
 
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon