Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da hızlı bir dönüşüm yaşanıyor. Elbette geçmiş dönemlerde de büyük değişimler yaşanıyordu; ancak dönüşüm genellikle çok hızlı olmuyor, bir sürece yayılıyordu. Bu sayede yeniliklere, değişimlere adapte olmak daha kolay olabiliyordu. İçinde bulunduğumuz çağ ise hız çağı olarak kabul ediliyor ve bu hıza yetişemeyenler hiç ummadıkları anda treni kaçırmış olabiliyor.
İşte, bu değişim rüzgarının sarstığı alanlardan biri de hiç şüphesiz liderlik anlayışı. Tarih boyunca liderlik demek; komuta etmek, kontrol etmek ve verimli kılmak olarak kabul ediliyordu. En iyi liderler de en güçlü şekilde kontrol edip yönlendiren kişiler oluyordu. Ancak bugün geldiğimiz noktada komuta ve kontrol, yerini başka yaklaşımlara bırakmaya başladı. Artık ekibini teşvik eden, koruyan, besleyen, büyüten ve en güçlü hallerine yani potansiyellerine ulaşana kadar zaman ve alan tanıyan liderlere, bir bakıma bahçıvan liderlere daha çok ihtiyaç duyuluyor.
Bahçıvan liderlik yaklaşımı, bir makine olarak kabul edilen ekibin kontrollü çalışmasını sağlamakla yükümlü liderlik yaklaşımı yerine ekibin her bir üyesinin daha da büyüyebileceği bir ortam hazırlamaya odaklanır. Klasik liderlik anlayışında tüm kontrol liderde olduğu için yeni fikirler, parlayan ekip üyeleri ve özgün projeler çok daha az görülürken bahçıvan tipi liderlikte her çalışanın ayrı özellikleri ve ayrı ihtiyaçları olduğu göz önünde bulundurularak daha özgür bir ortam sağlanır.
Değişimden ve yenilikten korkmayan bu tip liderler, tıpkı bir bahçıvanın bahçesindeki her bir bitkinin ihtiyaçlarının ve bakımının farklı olduğunu bilmesi gibi her ekip üyesine ayrı ayrı yaklaşır. Bahçıvan tipi liderlik için yapılması gerekenlere de bu açıdan yaklaşmak kanaatimce yerinde olacaktır.
Her bir çalışanı bir tohum olarak düşünürsek tohumların farklı bakım şartları, farklı gereksinimleri vardır. Bir bahçıvan tipi lidere düşen ilk görev de toprağı tohumların yeşermesi için uygun hale getirmektir. Yani verimli bir iş ortamı oluşturmak, özgün düşünceye uygun zemin hazırlamak, şirket kültürünü gelişmeye ve öğrenmeye uygun hale getirmekle başlanır.
Bir sonraki adım, tohumları en doğru yere ekmektir. Hangi tohumların ne gibi özelliklere sahip olduğu, yan yana gelecek tohumların birbirlerini nasıl besleyeceği üzerine düşünüldüğü gibi hangi personelin hangi yeteneklere sahip olduğu ve eksiklerinin neler olduğu, hangi pozisyonlar için hangi beceriler gerektiği lider tarafından mutlaka bilinmelidir. Bu sayede ekip üyelerini en verimli olabilecekleri, büyüyebilecekleri, kendilerini gösterebilecekleri görevlerle eşleştirmek ve bu sayede başarı için yolu kolaylaştırmak mümkün olur.
Her Tohum İçin Farklı İhtiyaçlar, Her Ekip Üyesi İçin Farklı Destekler
Toprak hazırlanıp tohum ekildikten sonra başlar belki de bahçenin asıl işi. Tohumların güçlü bir şekilde büyümesi için temel ihtiyaçlarının karşılanması olmazsa olmaz. Az emekle çok hasat olmayacağı gibi az destekle de çok başarı olmaz. Ekibin her bir üyesinin ihtiyaç duyduğu eğitimler, yeni teknolojiler, başarıyı artıracak kaynaklar, tanımları ve sınırları net çizilmiş görevler sayesinde daha önce yeteneklerine uygun projelerle eşleştirilen ekip üyelerinin teşvik edilmesi sağlanabilir. Bunun için de liderlerin güçlü bir organizasyonel yapı kurması gerekir.
Bu yapı sayesinde aynı zamanda ihtiyaçlar ve beklentiler kadar engeller de daha kolay tespit edilebilir. Bir tohumun güçlü bir şekilde büyümesi için zararlı otların ayıklanıp yeterli güneş ışığı ve su alması gerektiği gibi bir görevin başarıyla yerine getirilmesi için de engellerin ortadan kaldırılması ve doğru desteğin sunulması önemli. Bahçıvan tipi liderler, bu ortamı hazırlamak için güçlü gözlem yeteneklerine sahip olmalı ve hızlı davranma becerilerini geliştirmeli. Engellerin daha fazla soruna yol açmadan giderilmesi için hızlı tespit ve yerinde müdahale şart. Bu müdahale mental destek olabileceği gibi iş bitirici eylemler de olabilir. Bu aynı zamanda kaynakların tüm ekip üyelerine ihtiyaçları doğrultusunda ulaşmasına da katkı sağlar.
Son ve belki de en önemli görevlerden biri ise sabırlı olup gelişim için zaman ve alan tanımak. Büyümenin kısa sürede ulaşılan bir sonuç olmadığını bilen bahçıvanlar gibi liderler de başarının kısa vadede anlık çözümlerle elde edilmediğini, bunun bir zaman aldığını unutmamaları gerekir. Üstelik büyümeye giden yolda bazen tüm adımlar doğru atılsa bile istenen sonuçların elde edilemeyebileceği, tüm hazırlıklara rağmen bazı görevlerin beklenenden daha farklı şekilde sonuçlanabileceği ve başarı için baştan başlanılması gerektiği de göz ardı edilmemeli.
Kısacası bir bitkiyi tohum halinden hasat etmeye kadar her aşamada gözlemlemek, desteklemek ve korumak gerektiği gibi bugünün iş dünyasında ekip üyelerini dış etkenlerden koruyup güçlü yönlerine göre yönlendirmek ve eksik yönlerini güçlendirmek şart. Bu yeteneklerin ve zayıf yönlerin güçlenmesini sağlayarak başarıya giden yolun çok daha güçlü adımlarla atılmasını sağlar.