Paris'teki Sıfır Karbon Yaşam Bölgesi Ne Sunuyor?
Sık sık dile getiriyorum. Uzmanların da belirttiği gibi gezegenimizin ve insanlık başta olmak üzere tüm canlıların hayatını koruma altına alabilmemiz için karbon ayak izimizi mümkün olan en az seviyeye çekmemiz gerekiyor. Çünkü karbon emisyonu arttıkça atmosfere karışan sera gazlarının etkisiyle küresel ısınma ve iklim krizi her geçen gün daha etkili oluyor.
Bu etkileri hem günlük hayatta yaşadığımız ekstrem hava koşulları, kuraklık, aşırı sıcak hava dalgaları, hava kirliliği gibi sonuçlarla hem de genel olarak doğal kaynakların kirlenip tükenmesi şeklinde yoğun biçimde yaşamaya başladık. Bu büyük sorunların önüne geçmek için ise karbon salınımını azaltmak ve mutlaka karbon sıfır hedefine ulaşmamız gerekiyor. Hükümetler ve özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen birçok proje de karbon sıfır yaşam için yeni seçenekler ortaya koyuyor. Bunlardan biri de Paris’te hayata geçirilen Îlot Fertile karbon sıfır yaşam alanı.
Türkçeye Bereketli Ada olarak çevrilebilecek Îlot Fertile, Paris 19. Bölgedeki Rosa Parks semtinde hayat buldu. 2016 yılında kabul edilen proje, yıllar içinde bugünkü halini aldı. 1.3 hektarlık bir alana yayılan Îlot Fertile; konutlar, spor ve etkinlik alanları, bahçeler, oteller, mağazalar ve ofislerden oluşuyor. Yapılar inşa edilirken de karbon salınımı göz önünde bulundurularak en uygun malzemeler kullanılmış.
Yalnızca Konutlarla Sınırlı Değil
Öğrenciler ve gençler için farklı birimlerle birlikte toplam 360 yaşam alanının bulunduğu Îlot Fertile projesinde 10 bin metrekare yerel kesme taş ve düşük karbonlu beton kullanılmış. Bu da yapıların karbon salınımı ile küresel iklim krizine katkı sağlamasının önüne geçiyor. Üstelik yapılan uygulamalar bununla sınırlı değil. Çatılarda bin metrekarelik güneş panelleri yer alıyor. Bu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlıyor.
Sürdürülebilirlik anlayışıyla kurulan mahallenin bu anlayışa hizmet eden başka birçok özelliği de mevcut. Soğutma, ısıtma ve aydınlatma için yenilenebilir enerji kaynakları kullanılırken aynı zamanda sebze ve meyve bahçelerini de içeren 3.800 metrekarelik yeşil alan da bulunuyor. Çatıların ve terasların biyoçeşitliliği desteklemek için yeşil çatı şeklinde tasarlanması da bu yaklaşımı destekliyor. Bu alanlarda kuşlardan arılara kadar tüm canlılar için özel alanlar ve yuvalar da unutulmamış.
Bunlara ek olarak 3.500 metrekarelik spor alanı, teslimatlar için elektrikli bisikletler, düşük karbonlu geri dönüşüm malzemeler, ortak çalışma alanları ve daha fazlası da projede yer alıyor. Ayrıca yapılardan çıkan atık sular da gri su olarak tekrar değerlendiriliyor, diğer atıklar da kaynak olarak kullanılıyor. Isı geri kazanımını sağlamak için pompaların ve gri suların kullanıldığı projede, karbon salınımını da sürekli takip altında.
Kısacası Îlot Fertile projesinin her aşamasında sürdürülebilirlik öncelik olarak belirlenmiş ve sıfır karbon yaşamı sağlayacak uygulamalara mutlaka yer verilmiş. Projenin kapladığı alan şimdilik küçük gibi görünse de yıllar içinde başarısını kanıtlaması ile birlikte benzer alanların ülkemizde ve dünyanın geri kalanında yaygınlaşması muhtemel. Bu da geleceğimiz için umut verici bir gelişme olarak kabul edilebilir. Şehirlerin, karbon salınımının başlıca kaynaklarından biri olduğu düşünülürse karbon sıfır yaşam alanları yaygınlaştıkça bu etki tersine çevrilebilir ve küresel iklim krizinin etkileri hafifletilebilir.