Nesnelerin İnterneti: Enerjiden Sağlığa Akıllı Evler Gelecekte İnsanlığa Neler Sunacak?
Bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmezi olan akıllı evler, günümüzde bir gerçeklik olarak karşımızda. Nedir akıllı ev? Uzaktan cihazlarla kontrol edilebilen, ideal konumda çalışması için çok fazla müdahale gerektirmeyen, kendi aralarında konuşabilen ve hayatı çok daha pratik-güvenli hale getiren ev teknolojileridir.
Teknolojik altyapının gelişmesi ve Nesnelerin İnterneti yani Internet of Things (IoT) kavramının hayatımıza girmesi ile birlikte artık evlerimiz daha akıllı, daha işlevsel. Zaman tasarrufu, hız, pratiklik, güvenlik gibi birçok artısı olan akıllı ev teknolojilerini de birçok farklı şekilde kullanır hale geldik. Öyle ki orta vadede bir akıllı evin enerjiden sağlığa kadar 500’e yakın akıllı cihaza sahip olacağı düşünülüyor. Bu da demek oluyor ki geldiğimiz noktayla sınırlı kalmayacağız ve teknolojiyi hayatımıza daha fazla entegre edeceğiz. Peki, bugün hayatımızda akıllı ev teknolojilerinden nasıl faydalanıyoruz?
Mesela siz eve varmadan önce komut verip klimanın evi ideal sıcaklığa getirmesini sağlayabiliyorsunuz, rutin uyuma saatiniz geldiğinde odanın ışıkları kendi kendine kapanabiliyor, dışarı çıkarken açık unuttuğunuz makineler yapay zeka sayesinde kendi kendine kapanabiliyor. Ayrıca sesli komutla perdelerin açılıp kapanabilmesi, kilitlemeyi unuttuğunuz kapının yapay zeka ile güvenlik sistemini aktif hale getirebilmesi gibi uygulamalar da akıllı ev teknolojilerinin özellikleri arasında. Ruh halinize göre müzik seçmesi ya da oda ışıklarını loş hale getirmesi, TV’nin sesini evdeki her bireyin bulundukları konuma göre farklı ayarlaması, banyo aynası üzerinden günlük hava ve trafik bilgilerinin paylaşılması gibi teknolojiler de yakın geleceğe dair beklentiler. Tabii tüm cihazların kendi aralarında iletişim halinde olduklarını da unutmamak lazım.
Son dönemde yapılan akıllı ev teknolojileri ile ilgili bazı araştırmalara göz atma fırsatı buldum. Bu araştırmaların ortak özelliği, 10 tüketiciden en az 7’sinin önümüzdeki 10 yıl içinde her evde bu teknolojilerin kullanılacağına inandığı yönünde. Uzaktan ya da sesle kontrol edilebilen cihazlara ek olarak çoğu tüketici “ev robotlarının” da artık hayal olmadığına inanıyor. Yine tüketiciler, akıllı ev teknolojilerinin en büyük katkılarının da güvenlik ve enerji verimliliği konularında olduğunu kabul ediyor.
Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, akıllı evlerin faydalarına bir yenisini daha ekliyor. Evleri kişisel sağlık merkezlerine dönüştüren teknolojilerin, rutin kontrollerden anlık değişimlere kadar her türlü sağlık bilgisini işleyip gerekli gördüğünde ilgili birimlere haber vermesi bekleniyor. Mesela kendi akıllı evinde yaşayan yaşlı bir birey, rutin sağlık kontrolleri için hastaneye gitmek zorunda kalmayabilir. Evin farklı bölgelerindeki sensörler aracılığıyla birçok değer ölçülerek veriler sağlık birimleriyle paylaşılabilir, dikkat çekici bir değişiklik olması durumunda ise sağlık birimlerine uyarı gönderilebilir olacak. Saatlik ilaç hatırlatması, verilen örneklerle belli tahlilleri yapabilme, çevrim içi fizyoterapi, çarpma ve düşme önleyici uygulamalar da ileri yaştaki kişiler için akıllı evlerin sağlık alanında katkıları arasında olacak.
Evdeki ilaç miktarı azaldıkça doktora bildirilmesi ve ardından ilaç deposuna otomatik talimat verilmesi, giyilebilir cihazlarla akıllı evlerin senkronize çalışması, şikayete göre en uygun doktorla randevu ve online görüşme ayarlanması, değerlerin değişiminin akıllı yataklarla takibi gibi birçok uygulama sayesinde hem kullanıcılar evlerinde yalnız kaldıklarında bile güvende olacak hem de hastanelere ve sağlık personellerine binen yükte ciddi oranda azalma yaşanacak. Böylece rutin kontroller için sıra bekleyip zaman ve enerji harcanmasının önüne geçilirken acil durumdaki hastalara da çok daha hızlı müdahale şansı bulunacak. Sadece satın alırken ödeme yapılan ve sıra beklemeden kronik hastalıklar da dahil olmak üzere birçok sağlık ihtiyacına cevap verebilen bir evde yaşamayı kim istemez ki!
Teknolojik altyapının gelişmesi ve Nesnelerin İnterneti yani Internet of Things (IoT) kavramının hayatımıza girmesi ile birlikte artık evlerimiz daha akıllı, daha işlevsel. Zaman tasarrufu, hız, pratiklik, güvenlik gibi birçok artısı olan akıllı ev teknolojilerini de birçok farklı şekilde kullanır hale geldik. Öyle ki orta vadede bir akıllı evin enerjiden sağlığa kadar 500’e yakın akıllı cihaza sahip olacağı düşünülüyor. Bu da demek oluyor ki geldiğimiz noktayla sınırlı kalmayacağız ve teknolojiyi hayatımıza daha fazla entegre edeceğiz. Peki, bugün hayatımızda akıllı ev teknolojilerinden nasıl faydalanıyoruz?
Mesela siz eve varmadan önce komut verip klimanın evi ideal sıcaklığa getirmesini sağlayabiliyorsunuz, rutin uyuma saatiniz geldiğinde odanın ışıkları kendi kendine kapanabiliyor, dışarı çıkarken açık unuttuğunuz makineler yapay zeka sayesinde kendi kendine kapanabiliyor. Ayrıca sesli komutla perdelerin açılıp kapanabilmesi, kilitlemeyi unuttuğunuz kapının yapay zeka ile güvenlik sistemini aktif hale getirebilmesi gibi uygulamalar da akıllı ev teknolojilerinin özellikleri arasında. Ruh halinize göre müzik seçmesi ya da oda ışıklarını loş hale getirmesi, TV’nin sesini evdeki her bireyin bulundukları konuma göre farklı ayarlaması, banyo aynası üzerinden günlük hava ve trafik bilgilerinin paylaşılması gibi teknolojiler de yakın geleceğe dair beklentiler. Tabii tüm cihazların kendi aralarında iletişim halinde olduklarını da unutmamak lazım.
Son dönemde yapılan akıllı ev teknolojileri ile ilgili bazı araştırmalara göz atma fırsatı buldum. Bu araştırmaların ortak özelliği, 10 tüketiciden en az 7’sinin önümüzdeki 10 yıl içinde her evde bu teknolojilerin kullanılacağına inandığı yönünde. Uzaktan ya da sesle kontrol edilebilen cihazlara ek olarak çoğu tüketici “ev robotlarının” da artık hayal olmadığına inanıyor. Yine tüketiciler, akıllı ev teknolojilerinin en büyük katkılarının da güvenlik ve enerji verimliliği konularında olduğunu kabul ediyor.
Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, akıllı evlerin faydalarına bir yenisini daha ekliyor. Evleri kişisel sağlık merkezlerine dönüştüren teknolojilerin, rutin kontrollerden anlık değişimlere kadar her türlü sağlık bilgisini işleyip gerekli gördüğünde ilgili birimlere haber vermesi bekleniyor. Mesela kendi akıllı evinde yaşayan yaşlı bir birey, rutin sağlık kontrolleri için hastaneye gitmek zorunda kalmayabilir. Evin farklı bölgelerindeki sensörler aracılığıyla birçok değer ölçülerek veriler sağlık birimleriyle paylaşılabilir, dikkat çekici bir değişiklik olması durumunda ise sağlık birimlerine uyarı gönderilebilir olacak. Saatlik ilaç hatırlatması, verilen örneklerle belli tahlilleri yapabilme, çevrim içi fizyoterapi, çarpma ve düşme önleyici uygulamalar da ileri yaştaki kişiler için akıllı evlerin sağlık alanında katkıları arasında olacak.
Evdeki ilaç miktarı azaldıkça doktora bildirilmesi ve ardından ilaç deposuna otomatik talimat verilmesi, giyilebilir cihazlarla akıllı evlerin senkronize çalışması, şikayete göre en uygun doktorla randevu ve online görüşme ayarlanması, değerlerin değişiminin akıllı yataklarla takibi gibi birçok uygulama sayesinde hem kullanıcılar evlerinde yalnız kaldıklarında bile güvende olacak hem de hastanelere ve sağlık personellerine binen yükte ciddi oranda azalma yaşanacak. Böylece rutin kontroller için sıra bekleyip zaman ve enerji harcanmasının önüne geçilirken acil durumdaki hastalara da çok daha hızlı müdahale şansı bulunacak. Sadece satın alırken ödeme yapılan ve sıra beklemeden kronik hastalıklar da dahil olmak üzere birçok sağlık ihtiyacına cevap verebilen bir evde yaşamayı kim istemez ki!