Lider İletişimi: Nedir, Neden Önemlidir, Nasıl Yapılır?
Çağımız iletişim çağı. Bu tartışmasız bir gerçek ve geçmişteki kodlar tamamen değişti. Tabii günlük hayatta olduğu gibi iş hayatında da bu değişimi oldukça güçlü bir biçimde yaşıyoruz. Artık güçlü liderlik; kararları tartışılmayan, direktifleri sorgulanmayan, sınırsız itaat edilen bir anlayıştan uzaklaştı. Bunun yerini ise iş becerileri kadar iletişim becerileri de yüksek olan liderlik anlayışı aldı. Zayıf iletişim ise verimsizliğin artmasını, kurum aidiyetinin düşmesini yani şirketin geleceğini olumsuz etkileyecek sonuçları beraberinde getiriyor. Bu da bizi “Günümüzde lider iletişimi nedir, neden önemlidir ve nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap aramaya itiyor.
Artık büyük liderlik, daha önce de söylediğim gibi yalnızca büyük kararlar almakla mümkün olmuyor. Bunun yanına güçlü iletişim becerileri de eklemek gerekiyor. Kendi fikirlerini ifade ederken ya da fikir alışverişinde bulunurken hitap ettikleri kitlenin duygu ve düşüncelerini de dikkate almak şart. Güven ve destek kazanmak için bu neredeyse olmazsa olmaz. Yani liderlerin profesyonel hayatta başarıya ulaşabilmeleri için lider iletişimini merkeze almaları önemli.
Liderlerin etkili iletişimi, ekibin her bir üyesinin ortak hedefe yönelik çalışmalarını artıracak niteliktedir. Etkili iletişim ile tüm takım arkadaşları uyumluluk kazanır, daha motive olur, ortaya koydukları emeğin görüldüğünü bilir ve şirkete aidiyet artar. Ayrıca hem normal zamanlarda hem de kriz zamanlarında iletişimin gücünden faydalanarak tüm paydaşların güven duyguları diri tutulabilir, hedefe yürürken zorluklar karşısında güçlü durulması sağlanabilir. Kısacası güçlü liderlik iletişimi ile ayakları yere basan ve net adımlarla ilerlemeyi merkeze alan bir kurum kültürü inşa edilebilir. Peki, şirketlerin gelecekleri için hayati öneme sahip lider iletişimi nasıl yapılır?
İlk olarak şu tartışılmaz bir gerçektir ki iyi iletişimin ilk adımı, iyi bir dinleyici olmaktır. İyi bir iletişim için mutlaka ve mutlaka iyi bir dinleyici olmak, karşı tarafa kulak vermek gerek. İş hayatındaki bir liderden bahsediyorsak da ekibinin her bir üyesinin fikirlerini, şikayetlerini, önerilerini, duygu yoğunluklarını, heyecanlarını, kızgınlıklarını dinleyip anlamak önemli. Bu hem ekip üyelerinin liderleri tarafından görülüp duyulduklarını ortaya koyar hem de atılacak adımların neler olduğuna yönelik birinci ağızdan bilgi alınmasını sağlar. Fikirlerini paylaşma özgürlüğüne sahip olan çalışanlar, daha verimli ve istekli olacaktır. Ancak yalnızca dinlemek yetmez. İşleri kolaylaştıracak bir iletişim biçimi de belirlemek gerekli. Duymak kadar duyulanları dikkate almak ve geçiştirmek yerine çözüm olacak cevaplar üretmek de önemli. Tabii duyulanlar her zaman olumlu fikirler ve öneriler olamayacağı için liderlerin hoşgörülü ve sağduyulu iletişime açık olmaları da şart. Çalışanlar arasındaki çatışmalar, kriz anlarına yönelik endişeler, uygulamada görülen hatalar, yönetimsel eksiklikler, özel hayata dair sorunlar ve çok daha fazlası duyulabileceği için esnek iletişime olan ihtiyaç kendini gösteriyor. Bu da bizi iyi bir liderin empati kurabilmesi ve buna iletişim stratejilerinde yer vermesi gerekliliğine yönlendiriyor.
Aktif dinleme, hoşgörü, empati, yapıcı yaklaşım… Lider iletişiminin bu unsurları olmazsa olmaz, ancak kanaatimce bunlar da yeterli değil. Şeffaflık da şart. Geleneksel liderlik anlayışıyla yönetilen şirketlerde çalışanlar, çoğu zaman içlerinde bulundukları projelerin bile son durumları hakkında bilgilendirilmezler. Bu da belirsizliği, başarıya giden yoldaki son durumun bilinmemesini ve genel olarak huzursuzluğu beraberinde getirir. Ancak şeffaf ve berrak iletişim ile çalışanlar, neler olup bittiği hakkında net bilgi sahibi olabilir ve süreçlere hakimiyetleri artar.
Son olarak bir liderin cesur ve iş birliğinden yana bir iletişim belirlemesi gerekliliği unutulmamalı. Aldığı tüm fikirler ve öneriler ışığında adım atmaktan çekinmediğini gösterebilmeli, bunu yaparken de iş birliğinin ve görev dağılımının gerekliliklerini uygulamalı. İletişimin yalnızca sözlerle değil, uygulamalarla da desteklenmesi gerektiği için tutarlı ve kararlı adımlar atmak, bilgi ve uzmanlık doğrultusunda iş akışını yönlendirmek şart. Aksi durumda yani uygulamada geleneksel yöntemlerin uygulanması halinde ise dinlemekten şeffaflığa tüm adımlar önemini yitirecek ve daha büyük güven kaybı beraberinde gelecektir. Kısacası görüşleri eylemlerle desteklemenin en önemli adım olduğunu söyleyebilirim.
Artık büyük liderlik, daha önce de söylediğim gibi yalnızca büyük kararlar almakla mümkün olmuyor. Bunun yanına güçlü iletişim becerileri de eklemek gerekiyor. Kendi fikirlerini ifade ederken ya da fikir alışverişinde bulunurken hitap ettikleri kitlenin duygu ve düşüncelerini de dikkate almak şart. Güven ve destek kazanmak için bu neredeyse olmazsa olmaz. Yani liderlerin profesyonel hayatta başarıya ulaşabilmeleri için lider iletişimini merkeze almaları önemli.
Liderlerin etkili iletişimi, ekibin her bir üyesinin ortak hedefe yönelik çalışmalarını artıracak niteliktedir. Etkili iletişim ile tüm takım arkadaşları uyumluluk kazanır, daha motive olur, ortaya koydukları emeğin görüldüğünü bilir ve şirkete aidiyet artar. Ayrıca hem normal zamanlarda hem de kriz zamanlarında iletişimin gücünden faydalanarak tüm paydaşların güven duyguları diri tutulabilir, hedefe yürürken zorluklar karşısında güçlü durulması sağlanabilir. Kısacası güçlü liderlik iletişimi ile ayakları yere basan ve net adımlarla ilerlemeyi merkeze alan bir kurum kültürü inşa edilebilir. Peki, şirketlerin gelecekleri için hayati öneme sahip lider iletişimi nasıl yapılır?
İyi Bir Lider Olmak, İyi Bir Dinleyici Olmakla Başlar
İlk olarak şu tartışılmaz bir gerçektir ki iyi iletişimin ilk adımı, iyi bir dinleyici olmaktır. İyi bir iletişim için mutlaka ve mutlaka iyi bir dinleyici olmak, karşı tarafa kulak vermek gerek. İş hayatındaki bir liderden bahsediyorsak da ekibinin her bir üyesinin fikirlerini, şikayetlerini, önerilerini, duygu yoğunluklarını, heyecanlarını, kızgınlıklarını dinleyip anlamak önemli. Bu hem ekip üyelerinin liderleri tarafından görülüp duyulduklarını ortaya koyar hem de atılacak adımların neler olduğuna yönelik birinci ağızdan bilgi alınmasını sağlar. Fikirlerini paylaşma özgürlüğüne sahip olan çalışanlar, daha verimli ve istekli olacaktır. Ancak yalnızca dinlemek yetmez. İşleri kolaylaştıracak bir iletişim biçimi de belirlemek gerekli. Duymak kadar duyulanları dikkate almak ve geçiştirmek yerine çözüm olacak cevaplar üretmek de önemli. Tabii duyulanlar her zaman olumlu fikirler ve öneriler olamayacağı için liderlerin hoşgörülü ve sağduyulu iletişime açık olmaları da şart. Çalışanlar arasındaki çatışmalar, kriz anlarına yönelik endişeler, uygulamada görülen hatalar, yönetimsel eksiklikler, özel hayata dair sorunlar ve çok daha fazlası duyulabileceği için esnek iletişime olan ihtiyaç kendini gösteriyor. Bu da bizi iyi bir liderin empati kurabilmesi ve buna iletişim stratejilerinde yer vermesi gerekliliğine yönlendiriyor.
Aktif dinleme, hoşgörü, empati, yapıcı yaklaşım… Lider iletişiminin bu unsurları olmazsa olmaz, ancak kanaatimce bunlar da yeterli değil. Şeffaflık da şart. Geleneksel liderlik anlayışıyla yönetilen şirketlerde çalışanlar, çoğu zaman içlerinde bulundukları projelerin bile son durumları hakkında bilgilendirilmezler. Bu da belirsizliği, başarıya giden yoldaki son durumun bilinmemesini ve genel olarak huzursuzluğu beraberinde getirir. Ancak şeffaf ve berrak iletişim ile çalışanlar, neler olup bittiği hakkında net bilgi sahibi olabilir ve süreçlere hakimiyetleri artar.
Son olarak bir liderin cesur ve iş birliğinden yana bir iletişim belirlemesi gerekliliği unutulmamalı. Aldığı tüm fikirler ve öneriler ışığında adım atmaktan çekinmediğini gösterebilmeli, bunu yaparken de iş birliğinin ve görev dağılımının gerekliliklerini uygulamalı. İletişimin yalnızca sözlerle değil, uygulamalarla da desteklenmesi gerektiği için tutarlı ve kararlı adımlar atmak, bilgi ve uzmanlık doğrultusunda iş akışını yönlendirmek şart. Aksi durumda yani uygulamada geleneksel yöntemlerin uygulanması halinde ise dinlemekten şeffaflığa tüm adımlar önemini yitirecek ve daha büyük güven kaybı beraberinde gelecektir. Kısacası görüşleri eylemlerle desteklemenin en önemli adım olduğunu söyleyebilirim.