İş Hayatında Sürdürülebilirlik: Yeşil İnsan Kaynakları Yönetimi Nedir?
Günümüzde en önemli kavramlardan biri hiç şüphesiz sürdürülebilirlik. Etkilerini her geçen gün daha yüksek şiddette gördüğümüz çevre kirliliği ve küresel iklim krizine karşı geliştirilen sürdürülebilirlik politikaları ile hem bugünü hem de geleceği daha yaşanılabilir kılmak için çabalıyoruz. Günlük alışkanlıklarımızdan üretim ve tüketim davranışlarımıza kadar her noktada etkili olan bu yaklaşım kaçınılmaz olarak iş hayatında da önemli bir yer tutmaya başladı.
Şirketler, üretim süreçlerinden son kullanıcıya ulaşmaya kadar her aşamada çevreyi ve doğal kaynakları koruyacak adımlar atmaya teşvik ediliyor. Tabii bu yaklaşımı yalnızca ürünler ve doğal kaynaklar üzerinden değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü son dönemde gelişen yeşil insan kaynakları yönetimi yani yeşil İKY kavramı bize gösteriyor ki sürdürülebilirlik anlayışı kurumsal kültürün her aşamasını kapsayacak şekilde genişliyor.
Yakın döneme kadar şirketler için üretim süreçleri dışında sosyal sorumluluk projelerine destek vermek, sürdürülebilirlik için yeterli görülebiliyordu. Ancak kurumsal kültürü sürdürülebilirlik anlayışı üzerine inşa etme gerekliliği, yeşil insan kaynakları stratejilerini de beraberinde getirdi. Bir şirketin en temel kaynağı olan personelini merkeze alan yeşil insan kaynakları yönetiminin tanımı; çalışanların çevre dostu olmaya teşvik edildiği, tüm kaynakların en verimli şekilde kullanılmasının sağlandığı, sosyal konularda duyarlılığı gelişmiş, çevreye duyarlı bir organizasyon oluşturmak için politika ve uygulamaların belirlenmesi, sistemin kurulması anlamına gelir. Kısacası green HRM olarak da anılan yeşil İKY, klasik insan kaynakları yönetiminin “yeşil” anlayış ile birleşmiş halidir denilebilir.
İşe alma, eğitim, performans yönetimi, teşvik ve ödül sistemi gibi her aşamada sürdürülebilirliği merkeze alan yeşil İKY, çevre bilincini tüm kurumda teşvik eder ve İK stratejilerini bu doğrultuda oluşturur. Sürdürülebilirliği bir şirket vizyonu haline getirmeye odaklanan yeşil insan kaynakları yönetiminin temel bileşenleri de işe alımdan ödüllendirmelere kadar geniş alanı kapsar.
İşe alım ve mülakat süreçlerinde çevresel uygulamalara dikkat eden adaylara öncelik verme, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir tedarik gibi konularda çalışanları bilinçlendirip yönlendirme, performans değerlendirme aşamalarında çevresel hedeflere katkıları da dikkate alacak düzenlemeler yapma, çevresel sorumluluğu benimseyen bir kurumsal kültür için şirket için organizasyonlar oluşturma, sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunan çalışanları ödüllendirme gibi görevler, yeşil insan kaynakları yönetimi altında değerlendirilir. Bu bileşenlerin her biri yerine getirildiğinde ve benimsenen kültür dışarıya da yansıtılabildiğinde ise başarılı yeşil insan kaynakları yönetiminden söz edilebilir.
Yeşil İnsan Kaynakları Yönetiminin Faydaları Oldukça Geniş Bir Yelpazededir
Yeşil insan kaynakları yönetiminin faydalarının başında maliyet tasarrufu gelir. Kağıt tüketimini minimuma indirip dijital belgeleri kullanma, atık yönetimi, enerji tasarrufu, geri dönüşüm uygulamaları gibi yeşil uygulamalar, şirketlerde maliyetlerin de düşmesi anlamına gelir. Aynı zamanda bu uygulamalar, çevreye şirket uygulamaları nedeniyle verilen zararı da önemli oranda azaltır.
Yeşil İKY’nin faydalarından bir diğeri ise çalışan memnuniyeti sağlamaktır. Birçok araştırmaya göre sürdürülebilir politikalar benimseyen şirketlerde çalışanlar, diğer şirketlere kıyasla daha mutlu ve daha motivedir. Üstelik bu uygulamalar hem çalışan memnuniyeti sağlarken aynı zamanda yeni yetenekleri çekme konusunda da oldukça etkilidir. Özellikle genç nesiller, iş seçme süreçlerinde sürdürülebilirlik çalışmalarına katılım gösteren şirketleri tercih etme konusunda daha isteklidirler. Böylece yeni yetenekleri çekme ve var olan yetenekleri elde tutma yani çalışan sadakat kazanma oranı oldukça artar.
Tabii kurumsal itibarı ve marka değerini yükseltmek de yeşil İKY stratejilerinin getirileri arasındadır. Son yıllarda artan tüketici bilinciyle kullanıcılar, sürdürülebilirlik uygulamalarına ağırlık veren firmalarla çalışmaya ve bu firmaların ürün ya da hizmetlerini kullanmaya öncelik veriyor. Yani markalar çevre politikalarına yatırım yaptıkça daha çok müşteri tarafından tercih edilmeye layık bulunurlar.
Tüm bu faydalar da kaçınılmaz olarak uzun vadeli şirket başarısını beraberinde getirir. Memnun ve sadık çalışanlar, elde tutulan yetenekler, maliyet tasarrufu ve marka itibarının sonucunda daha çok ürün ya da hizmet satışı yapılabilir, uzun vadeli ve güvenilir başarı elde edilebilir. Ayrıca çevre bilincinin yaygınlaştırılarak verilen zararın en düşük seviyeye indirilmesi konusunda önemli katkılar sağlanır. Peki, faydalarına da değindiğimiz yeşil insan kaynakları yönetimi nasıl uygulanır?
Bir dizi uygulama ile bu stratejiye adım atmak mümkün. Örneğin işe alım süreçlerinde ilan ve davetlerin online yapılması, süreçleri hızlandırdığı gibi kağıt ve diğer kaynakların tüketilmesine de engel olur. Adaylar değerlendirilirken de temel kriterlere ve değerlendirme testlerine çevreye duyarlılık ve sosyal sorumluluk ile ilgili maddeler eklenebilir. Böylece çevre bilinci yüksek adaylara öncelik tanınır.
Başvuru ve mülakat süreci gibi oryantasyon süreci de yeşil olabilir. Burada hem kaynak kullanımında dijital materyallere ağırlık verilebilir hem de eğitimlere çevre bilinci ve kaynak kullanımı ile ilgili bölümler eklenebilir. Benzer şekilde işe alım ve oryantasyonun ardından performans değerlendirme sürecinde de geri dönüşüm gibi yeşil hedeflere ulaşılmasındaki katkının da önemli bir kriter olarak göz önünde bulundurulması gerekir. Bu hedeflere ulaşılması için katkı sağlayan çalışanlar ödüllendirilebilir, daha çok katkı için tüm personel teşvik edilebilir.
Kısacası işe alımdan şirket içi alışkanlıklara kadar tüm süreci kapsayan yeşil insan kaynakları yönetimi stratejileri ile sürdürülebilirliği merkeze alan bir kurum kültürü oluşturulabilir, bu sayede hem çevresel katkı hem de şirket başarısı elde edilebilir. Her geçen gün artan çevre bilinci ile yakın zamanda bu stratejilerin daha da yaygınlaşacağı gerçeği de gelecek için daha umutlu olmamıza katkı sağlıyor.
Şirketler, üretim süreçlerinden son kullanıcıya ulaşmaya kadar her aşamada çevreyi ve doğal kaynakları koruyacak adımlar atmaya teşvik ediliyor. Tabii bu yaklaşımı yalnızca ürünler ve doğal kaynaklar üzerinden değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü son dönemde gelişen yeşil insan kaynakları yönetimi yani yeşil İKY kavramı bize gösteriyor ki sürdürülebilirlik anlayışı kurumsal kültürün her aşamasını kapsayacak şekilde genişliyor.
Yakın döneme kadar şirketler için üretim süreçleri dışında sosyal sorumluluk projelerine destek vermek, sürdürülebilirlik için yeterli görülebiliyordu. Ancak kurumsal kültürü sürdürülebilirlik anlayışı üzerine inşa etme gerekliliği, yeşil insan kaynakları stratejilerini de beraberinde getirdi. Bir şirketin en temel kaynağı olan personelini merkeze alan yeşil insan kaynakları yönetiminin tanımı; çalışanların çevre dostu olmaya teşvik edildiği, tüm kaynakların en verimli şekilde kullanılmasının sağlandığı, sosyal konularda duyarlılığı gelişmiş, çevreye duyarlı bir organizasyon oluşturmak için politika ve uygulamaların belirlenmesi, sistemin kurulması anlamına gelir. Kısacası green HRM olarak da anılan yeşil İKY, klasik insan kaynakları yönetiminin “yeşil” anlayış ile birleşmiş halidir denilebilir.
İşe alma, eğitim, performans yönetimi, teşvik ve ödül sistemi gibi her aşamada sürdürülebilirliği merkeze alan yeşil İKY, çevre bilincini tüm kurumda teşvik eder ve İK stratejilerini bu doğrultuda oluşturur. Sürdürülebilirliği bir şirket vizyonu haline getirmeye odaklanan yeşil insan kaynakları yönetiminin temel bileşenleri de işe alımdan ödüllendirmelere kadar geniş alanı kapsar.
İşe alım ve mülakat süreçlerinde çevresel uygulamalara dikkat eden adaylara öncelik verme, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir tedarik gibi konularda çalışanları bilinçlendirip yönlendirme, performans değerlendirme aşamalarında çevresel hedeflere katkıları da dikkate alacak düzenlemeler yapma, çevresel sorumluluğu benimseyen bir kurumsal kültür için şirket için organizasyonlar oluşturma, sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunan çalışanları ödüllendirme gibi görevler, yeşil insan kaynakları yönetimi altında değerlendirilir. Bu bileşenlerin her biri yerine getirildiğinde ve benimsenen kültür dışarıya da yansıtılabildiğinde ise başarılı yeşil insan kaynakları yönetiminden söz edilebilir.
Yeşil İnsan Kaynakları Yönetiminin Faydaları Oldukça Geniş Bir Yelpazededir
Yeşil insan kaynakları yönetiminin faydalarının başında maliyet tasarrufu gelir. Kağıt tüketimini minimuma indirip dijital belgeleri kullanma, atık yönetimi, enerji tasarrufu, geri dönüşüm uygulamaları gibi yeşil uygulamalar, şirketlerde maliyetlerin de düşmesi anlamına gelir. Aynı zamanda bu uygulamalar, çevreye şirket uygulamaları nedeniyle verilen zararı da önemli oranda azaltır.
Yeşil İKY’nin faydalarından bir diğeri ise çalışan memnuniyeti sağlamaktır. Birçok araştırmaya göre sürdürülebilir politikalar benimseyen şirketlerde çalışanlar, diğer şirketlere kıyasla daha mutlu ve daha motivedir. Üstelik bu uygulamalar hem çalışan memnuniyeti sağlarken aynı zamanda yeni yetenekleri çekme konusunda da oldukça etkilidir. Özellikle genç nesiller, iş seçme süreçlerinde sürdürülebilirlik çalışmalarına katılım gösteren şirketleri tercih etme konusunda daha isteklidirler. Böylece yeni yetenekleri çekme ve var olan yetenekleri elde tutma yani çalışan sadakat kazanma oranı oldukça artar.
Tabii kurumsal itibarı ve marka değerini yükseltmek de yeşil İKY stratejilerinin getirileri arasındadır. Son yıllarda artan tüketici bilinciyle kullanıcılar, sürdürülebilirlik uygulamalarına ağırlık veren firmalarla çalışmaya ve bu firmaların ürün ya da hizmetlerini kullanmaya öncelik veriyor. Yani markalar çevre politikalarına yatırım yaptıkça daha çok müşteri tarafından tercih edilmeye layık bulunurlar.
Tüm bu faydalar da kaçınılmaz olarak uzun vadeli şirket başarısını beraberinde getirir. Memnun ve sadık çalışanlar, elde tutulan yetenekler, maliyet tasarrufu ve marka itibarının sonucunda daha çok ürün ya da hizmet satışı yapılabilir, uzun vadeli ve güvenilir başarı elde edilebilir. Ayrıca çevre bilincinin yaygınlaştırılarak verilen zararın en düşük seviyeye indirilmesi konusunda önemli katkılar sağlanır. Peki, faydalarına da değindiğimiz yeşil insan kaynakları yönetimi nasıl uygulanır?
Bir dizi uygulama ile bu stratejiye adım atmak mümkün. Örneğin işe alım süreçlerinde ilan ve davetlerin online yapılması, süreçleri hızlandırdığı gibi kağıt ve diğer kaynakların tüketilmesine de engel olur. Adaylar değerlendirilirken de temel kriterlere ve değerlendirme testlerine çevreye duyarlılık ve sosyal sorumluluk ile ilgili maddeler eklenebilir. Böylece çevre bilinci yüksek adaylara öncelik tanınır.
Başvuru ve mülakat süreci gibi oryantasyon süreci de yeşil olabilir. Burada hem kaynak kullanımında dijital materyallere ağırlık verilebilir hem de eğitimlere çevre bilinci ve kaynak kullanımı ile ilgili bölümler eklenebilir. Benzer şekilde işe alım ve oryantasyonun ardından performans değerlendirme sürecinde de geri dönüşüm gibi yeşil hedeflere ulaşılmasındaki katkının da önemli bir kriter olarak göz önünde bulundurulması gerekir. Bu hedeflere ulaşılması için katkı sağlayan çalışanlar ödüllendirilebilir, daha çok katkı için tüm personel teşvik edilebilir.
Kısacası işe alımdan şirket içi alışkanlıklara kadar tüm süreci kapsayan yeşil insan kaynakları yönetimi stratejileri ile sürdürülebilirliği merkeze alan bir kurum kültürü oluşturulabilir, bu sayede hem çevresel katkı hem de şirket başarısı elde edilebilir. Her geçen gün artan çevre bilinci ile yakın zamanda bu stratejilerin daha da yaygınlaşacağı gerçeği de gelecek için daha umutlu olmamıza katkı sağlıyor.