Kişisel Blog

İş Hayatında Başarı İçin Yeteneğe Yatırım Yapmak Şart

Tüm çalışma hayatının bir şirkette geçirildiği yıllar geride kaldı. Günümüzde hızla gelişen teknoloji, globalleşen dünya, alternatiflerin artması, uzmanlık gerektiren yeni alanların daha sık ortaya çıkması gibi nedenlerle hem işverenler hem de çalışanlar için daha güçlü bir sirkülasyondan bahsetmek mümkün. Ayrıca yalnızca ekonomi odaklı çalışma hayatı da varlığını yitirdi. Hem çalışanlar hem de yöneticiler, kendilerine değer katacak, varlığıyla fark yaratacak bir iş ortamını tercih ediyor.

Tüm bu durumlar da iş hayatında yetenekli çalışanları daha değerli ve talep görür duruma getirirken çalışanlarının yeteneklerini geliştirmeleri için yatırım yapan şirketler de daha çok tercih ediliyor. Kısacası iş hayatında başarılı olmak için yeteneğe yatırım yapmak artık kaçınılmaz bir hal almış durumda.

Dijital dönüşüm, inovasyon, nesiller arası dünyaya bakış, ihtiyaçlar ve beklentiler göz önünde bulundurulduğunda yeteneğe olan ihtiyaç daha da belirginleşiyor kanaatimce. Hem çalışanların hem de işverenlerin talebi olan bu yeteneğe sahip olmak ve her bir beceriyi geliştirmek için ise özellikle işverenlere çeşitli görevler düşüyor.

Liderlerin, yetenekli çalışanlar için bir çekim noktası olması, iş hayatında başarı için bence olmazsa olmaz. Bu da yeteneklerin filizlenebileceği, sergilenebileceği, beslenebileceği ve karşılık bulabileceği bir iş ortamı yani şirket kültürüne sahip olmayı gerektiriyor. Talep gören bir şirket kültürü oluşturmak için yapılması gerekenlerden ilki ise açık ve şeffaf iletişim sunmak. Fikirlerini ve hatta şikayetlerini sorun yaşamadan dile getirebilen ve çözüme yönelik adımlar atıldığını gören çalışanlar, hem varlıklarının değerini daha iyi anlayacak hem de şirketlerine daha güçlü bağlarla tutunacaklardır. Yani aidiyet duyguları gelişecektir. Çalışanlar, yöneticileri ile sorunlar, talepler ve gereklilikler üzerine açık iletişim kurabilmek ve anlaşılmak istiyor. Bunu sağlayan ortamlar da onlar için daha kolay tercih edilir duruma geliyor.

Ancak yalnızca iletişim kurmak yeterli değil. Aynı zamanda yeteneklerini, enerjilerini ve zamanlarını neye harcayacakları konusunda ikna edilmeleri de gerekiyor. Yani iş hayatında başarıyı elde etmek ve korumak için tüm ekibin ortak bir amaca, her bir çalışanın da kişisel amaçlara sahip olması gerekiyor. Bunu sağlamak da şirket kültürünü inşa etmekten sorumlu olan liderlere düşüyor. Şirket kültürü ile uyumlu bireysel ve ortak amaçlar desteklendikçe her bir çalışanın verimliliği ve aidiyeti artacak, belirlenen hedeflere ulaşmak çok daha kolay olacaktır.

Tabii bu hedeflere giden yolda başarıların da ödüllendirilmesi, takdir edilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor. Bazen bir teşekkür, bazen de farklı teşviklerle yapılan işin kıymetini göstermek, çalışan için yeteneğinin ve emeğinin boşa gitmediğinin görüldüğü anlamına gelecektir. Aksi durum yani hiçbir başarının ödüllendirilmemesi, emeğin ve çabanın görülmemesi ise verimliliği ve bağlılığı sekteye uğratacaktır kaçınılmaz olarak.

Tüm bunlarla birlikte yeteneğe yatırım yapmanın en önemli noktalarından biri de tabii ki çalışanların gelişimlerini destekleyecek uygulamaların hayata geçirilmesi. Liderlere düşen görev de hem iş hayatına hem de özel hayata yönelik mesleki ve kişisel gelişim fırsatlarını sunmak. Eksik oldukları noktaları güçlendirmek, yetenekli oldukları alanları bir üst seviyeye çıkarmak, ilgili alanları ile ilgili destekler sunmak, onları daha mutlu ve verimli kılacaktır. Tabii bu fırsatları ekip üyelerinin her birine eşit şekilde sunmak önemli.

Özellikle pandemi ile birlikte iş hayatında yaşanan değişim ve esen yenilik rüzgarları göz önünde bulundurulduğunda şirketlerin başarıya giden yolda var olan yetenekleri korumak ve yeni yetenekler geliştirmek için yatırım yapmaları, emek vermeleri gerekiyor. Bunun sağlanmadığı durumlarda ise sürdürülebilir başarıya ulaşmanın bence mümkün değil.
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon