Dünyanın Farklı Bölgelerinde Sıfır Karbon Şehir Projeleri Yükseliyor
İklim krizinin etkilerini her geçen gün daha yakından hissediyoruz. Ekstrem hava koşulları, su kıtlığı, gıda krizi derken gün gün büyüyen bu soruna karşı ise özellikle son yıllarda çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların önemli bir kısmı ise şehirleşmeyi doğrudan ilgilendiriyor, çünkü karbon emisyonunun önemli bir kısmından şehirler ve içindeki yapılar tek başına sorumlu. Yapılan çalışmalar ise karbon salımını mümkün olduğunca azaltmayı, hatta belirlenen sıfır karbon hedefine uygun olacak şekilde nötr hale getirmeyi hedefliyor.
Bu doğrultuda dünya genelinde iklim değişikliği ile mücadele eden kentlerden oluşan dayanışma ağı C40’ın düzenlediği Reinventing Cities yani 2024 Şehirleri Yeniden Keşfetme yarışmasında 15 şehirde karbon nötr mücadelesi için çeşitli projeler hazırlandı.
İklim krizi ile mücadele etmek için adım atan bu şehirlerden biri, Hollanda’nın Almere kenti. Az kullanılan arazilerde yükselecek sıfır karbonlu bir kentsel yenileme projesi ile bölge halkına sürdürülebilir yaşam ve çalışma alanları sunmayı hedefliyor. İspanya’nın Bilbao şehrinde geliştirilen proje ise çalışmaya daha ikonik bir yapıyla başlıyor. The Venerable Priests Residence olarak anılan tarihi bir yapı, sürdürülebilirlik konusunda yenilikçi girişimler için uygun bir ortam olacak şekilde dönüştürülüyor.
İtalya’nın Bologna şehrinde geliştirilen proje kapsamında eski bir askeri kışla, gençleri ve öğrencileri ağırlayacak kamusal alanlar ve konutlar olacak şekilde düzenlenirken Milano’daki proje ise geçmişte ilkokul ve spor salonu olarak tasarlanan iki yapı ile civarının, sürdürülebilir yaşamı teşvik edecek üniversite ve sosyal konutlara dönüşmesini hedefliyor.
Yine İtalya’da Roma, Palermo ve Venedik şehirlerinde çeşitli projeler yer alıyor. Roma’da yaklaşık yüz yıllık bir kamu binası, enerji verimliliği ve sürdürülebilir mimari merkeze alınarak kültür merkezine dönüştürülürken Palermo’daki eski bir fabrikanın çevreye saygılı konaklama tesisi ile kültür-sanat ve eğlence merkezi olması hedefleniyor. Venedik’te ise 17. yüzyıla tarihlenen bir kale, sıfır karbon hedeflerine katkı sağlayacak şekilde kültür merkezi, müze ve spor-etkinlik alanı olmak üzere seçilmiş.
Geliştirilen projelerin Avrupa ayağı bunlarla sınırlı değil. Belçika’nın Brüksel kentinde sürdürülebilir evler, iş yerleri ve kültürel alanları kapsayan bir karma kullanım alanı tasarlanırken İskoçya’nın Glasgow kentinde de Glasgow Kanalı’nın kenarındaki geniş bir alanın sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlılık merkeze alınarak yeni mahallelere dönüştürülmesi planlanıyor.
Dünyanın Farklı Bölgelerinde Benzer Projeler
Tabii bu projeler yalnızca Avrupa kentlerini kapsamıyor. Amerika kıtası da sürdürülebilirlik projelerine ev sahipliği yapıyor. ABD’nin Seattle, New York, San Antonio ve San Francisco şehirlerinde de çeşitli projeler mevcut. Seattle, eski bir gemicilik alanını dönüştürerek denizcilik eğitimi ve yeşil alan olarak sunmaya hazırlanırken San Francisco ise aktif şekilde kullanılmayan çeşitli yapıları sürdürülebilir konut ve ticari alanlara dönüştürüyor.
New York’ta şehir genelinde kullanılmayan çatıların yeşil enerji ve organik gıda üretimi için değerlendirilmesi hedeflenirken San Antonio’da ise döngüsel ekonomi yaklaşımıyla konut onarımı, yeşil alan ve halk sağlığını destekleme amaçlarıyla mevcut yapılara yatırımlar hedefleniyor.
Çalışmanın Güney Amerika ayağında ise Brezilya’nın Sao Paulo ve Şili’nin Renca şehirleri de döngüsel ekonomiyi destekleyen, eko-tasarımlara ve çevresel zorluklara odaklanan projelere ev sahipliği yapıyor.
Kısacası dünyanın çok farklı bölgelerinde birçok şehir, küresel iklim krizine karşı sıfır karbon şehirler için çeşitli projeler geliştiriyor ve adımlar atıyor. Şehirlerin küresel karbon emisyonunun büyük kısmından sorumlu olması da bu projelerin önemini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Atılan her adım sayesinde şehirler daha az karbon salımı yapabilir ve nihai hedef olan sıfır karbona ulaşılabilir. Bu nedenle benzer çalışmaların ülkemizde de yaygınlaşmasını desteklemeli, iklim krizine karşı inovasyondan destek almalıyız.