Döngüsel Ekonomi ile Daha Zengin Bir Dünya Mümkün mü?
Dünya nüfusu her geçen yıl artıyor. Özellikle son yüzyılda yaşanan çok hızlı artış ile birlikte haliyle tüketim miktarı da yükseliyor. Sanayi, inşa, teknoloji, tekstil, gıda gibi sektörlerde yaşanan hızlı artışı karşılayacak kadar ham madde ise ne yazık ki bulunmuyor. Bu da bizi ya yeni kaynaklar bulmaya ya da tüketim modelini yani ekonomik modeli değiştirmeye itiyor. Yeni ham madde kaynakları bulsak bile bu ekonomi modeli ile tüketime devam ettikçe bir süre sonra aynı krizi tekrar yaşayacağımız da kaçınılmaz olduğu için yapmamız gereken, tüketim alışkanlıklarımızı belirleyen ekonomik düzeni değiştirmek.
Bugün dünyadaki ekonomi modeli, ham maddenin ve kaynakların bir kere kullanılıp atıldığı doğrusal ekonomi modeli. Al-yap-at olarak özetlenebilecek bu modelde satın aldığınız herhangi bir eşya, belirlenen kullanım süresi dolduğunda doğrudan atık halini alıyor ve yerine yenisi alınıyor. Bu durum, tüketim miktarını artırırken kaçınılmaz olarak yeni kaynakların kullanılmasını beraberinde getiriyor. Yeni ürün yeni kaynaklarla üretiliyor ve kullanıma sunuluyor. Kısacası al-kullan-at düzeni işliyor.
Ancak bu sistem hem kısıtlı olan doğal kaynakların hızla tükenmesine hem de atılan ürünler nedeniyle atık miktarının artmasına yol açıyor. Bir noktadan sonra ise bu düzenin işlemesi; kaynaklar, ekonomi ve gezegenin geleceği açısından sürdürülebilir olmaktan çıkacak. İşte, buna dur demek için ortaya çıkan döngüsel ekonomi modeli ise yeni bir tüketim biçimi ortaya koyuyor.
“Döngüsel ekonomi nedir?” sorusuna net bir cevap mümkün. Üretim sürecinde kullanılan tüm ham maddelerin tekrar değerlendirilebildiği, işlevini yerine getirmeyen ürünlerin çöpe atılması yerine çeşitli yöntemlerle dönüştürülüp tekrar ham madde olarak kullanılabildiği, kaynakların optimize edildiği ve sürdürülebilir bir döngüde tutulmaya çalışıldığı ekonomi modeline circular economy yani döngüsel ekonomi adı verilir. Atık oluşumunu en aza indirmeyi hedefleyen, kaynakları ve yan malzemeleri kullandıktan sonra tekrar üretim döngüsüne dahil etmeyi hedefleyen, mevcut kaynakları mümkün olan en uzun süre kullanmaya odaklanan döngüsel ekonomi ile başarılmak istenen ise daha yaşanılabilir bir dünya inşa etmek.
Azalt-yeniden kullan-dönüştür prensibini takip eden bu modelde her bir ürün, kullanım ömrünü tamamladığında atık olmak yerine tekrar kullanılmak üzere ham madde olarak değerlendirilir. Böylece hem kısıtlı kaynakların tükenmesinin önüne geçilir hem de mümkün olan en az miktarda atık ortaya çıkarılır. Böylece yeni kaynakların temini yerine var olanların kullanımı bakımından ekonomiye, karbon salınımı ve çevre kirliliği bakımından da sürdürülebilirliğe destek sağlar.
Ayrıca lineer ekonomi yani doğrusal ekonomiden farklı olarak daha kaliteli ve uzun kullanım ömürlü ürünlere odaklanır. Bu da kişilerin yaşam standartlarını yükseltmeye yarayan bir yaklaşım olarak kabul edilebilir.
Döngüsel ekonominin faydaları arasında öne çıkan ekonomik tasarruf ve kaynak tasarrufu kadar çevreye olan katkılarını vurgulamak da yerinde olur. Yeni kaynakların kullanımı yerine geri dönüşüm ile atık yönetimi ve kirliliğin azaltılması hedeflerine uyulabileceği gibi üretim ve tüketime getirdiği yaklaşımla enerji verimliliği ile sera gazlarının salınımındaki düşüş de yaşadığımız dünyanın geleceğini korumak bakımından oldukça kıymetlidir. Çünkü döngüsel ekonomide geri dönüştürülebilir ve sürdürülebilir üretim-tüketim prensibi esastır.
Bunlara ek olarak inovatif çözümlere ve yeni fikirlere açık bir alan olması, yeni istihdam imkanlarına da vesile olur. Peki, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe, kısacası daha yaşanılabilir ve daha zengin bir dünyaya katkı sağlaması mümkün olan döngüsel ekonomi nasıl uygulanabilir? Buna da kısaca değinmekte fayda var.
İlk olarak döngüsel ekonominin temelinde dönüşüm olduğu için üretimde uzun ömürlü ve dönüştürülebilir malzemeleri tercih etmek gerekiyor. Yani kısa vadeli değil, gelecek için tasarlama yapılması şart. Bunu yaparken temiz ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek de gerekiyor. Tabii üretimde de yenilenebilir enerjiden faydalanmak, doğal kaynaklara zarar verecek malzeme ve enerji kaynaklarından beslenmemek önemli. Bunları yaparken gelişen teknolojinin faydaları da göz ardı edilmemeli ve en doğru malzeme ile en uygun kaynak miktarı gibi noktalar için dijital optimizasyondan faydalanılmalı.
Bunlarla birlikte var olan ürünlerin kullanım ömürlerini uzatmaya yarayacak bakım ve onarımlar göz ardı edilmemeli, kullanım ömürleri dolan ürünler tekrar kaynak olarak kullanılmalı, bu alanda fayda sağlayacak yani döngüsel ekonomiye destek olacak iş modellerine destek olunmalı. Kısacası döngüsel ekonomi uygulamalarını hayata geçirmek demek üretimden tüketime ve tekrar üretime kadar her aşamada sürdürülebilirlik için en uygun malzemelerin, enerji kaynaklarının, atık yönetiminin ve iş prensiplerinin uygulanması gerekiyor. Ancak bu uygulamalar sayesinde geleceğe daha yaşanabilir, daha zengin bir dünya bırakılabilir.
Bugün dünyadaki ekonomi modeli, ham maddenin ve kaynakların bir kere kullanılıp atıldığı doğrusal ekonomi modeli. Al-yap-at olarak özetlenebilecek bu modelde satın aldığınız herhangi bir eşya, belirlenen kullanım süresi dolduğunda doğrudan atık halini alıyor ve yerine yenisi alınıyor. Bu durum, tüketim miktarını artırırken kaçınılmaz olarak yeni kaynakların kullanılmasını beraberinde getiriyor. Yeni ürün yeni kaynaklarla üretiliyor ve kullanıma sunuluyor. Kısacası al-kullan-at düzeni işliyor.
Ancak bu sistem hem kısıtlı olan doğal kaynakların hızla tükenmesine hem de atılan ürünler nedeniyle atık miktarının artmasına yol açıyor. Bir noktadan sonra ise bu düzenin işlemesi; kaynaklar, ekonomi ve gezegenin geleceği açısından sürdürülebilir olmaktan çıkacak. İşte, buna dur demek için ortaya çıkan döngüsel ekonomi modeli ise yeni bir tüketim biçimi ortaya koyuyor.
“Döngüsel ekonomi nedir?” sorusuna net bir cevap mümkün. Üretim sürecinde kullanılan tüm ham maddelerin tekrar değerlendirilebildiği, işlevini yerine getirmeyen ürünlerin çöpe atılması yerine çeşitli yöntemlerle dönüştürülüp tekrar ham madde olarak kullanılabildiği, kaynakların optimize edildiği ve sürdürülebilir bir döngüde tutulmaya çalışıldığı ekonomi modeline circular economy yani döngüsel ekonomi adı verilir. Atık oluşumunu en aza indirmeyi hedefleyen, kaynakları ve yan malzemeleri kullandıktan sonra tekrar üretim döngüsüne dahil etmeyi hedefleyen, mevcut kaynakları mümkün olan en uzun süre kullanmaya odaklanan döngüsel ekonomi ile başarılmak istenen ise daha yaşanılabilir bir dünya inşa etmek.
Atma Dönüştür Demek Gerek
Azalt-yeniden kullan-dönüştür prensibini takip eden bu modelde her bir ürün, kullanım ömrünü tamamladığında atık olmak yerine tekrar kullanılmak üzere ham madde olarak değerlendirilir. Böylece hem kısıtlı kaynakların tükenmesinin önüne geçilir hem de mümkün olan en az miktarda atık ortaya çıkarılır. Böylece yeni kaynakların temini yerine var olanların kullanımı bakımından ekonomiye, karbon salınımı ve çevre kirliliği bakımından da sürdürülebilirliğe destek sağlar.
Ayrıca lineer ekonomi yani doğrusal ekonomiden farklı olarak daha kaliteli ve uzun kullanım ömürlü ürünlere odaklanır. Bu da kişilerin yaşam standartlarını yükseltmeye yarayan bir yaklaşım olarak kabul edilebilir.
Döngüsel ekonominin faydaları arasında öne çıkan ekonomik tasarruf ve kaynak tasarrufu kadar çevreye olan katkılarını vurgulamak da yerinde olur. Yeni kaynakların kullanımı yerine geri dönüşüm ile atık yönetimi ve kirliliğin azaltılması hedeflerine uyulabileceği gibi üretim ve tüketime getirdiği yaklaşımla enerji verimliliği ile sera gazlarının salınımındaki düşüş de yaşadığımız dünyanın geleceğini korumak bakımından oldukça kıymetlidir. Çünkü döngüsel ekonomide geri dönüştürülebilir ve sürdürülebilir üretim-tüketim prensibi esastır.
Bunlara ek olarak inovatif çözümlere ve yeni fikirlere açık bir alan olması, yeni istihdam imkanlarına da vesile olur. Peki, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe, kısacası daha yaşanılabilir ve daha zengin bir dünyaya katkı sağlaması mümkün olan döngüsel ekonomi nasıl uygulanabilir? Buna da kısaca değinmekte fayda var.
İlk olarak döngüsel ekonominin temelinde dönüşüm olduğu için üretimde uzun ömürlü ve dönüştürülebilir malzemeleri tercih etmek gerekiyor. Yani kısa vadeli değil, gelecek için tasarlama yapılması şart. Bunu yaparken temiz ve yenilenebilir kaynaklara yönelmek de gerekiyor. Tabii üretimde de yenilenebilir enerjiden faydalanmak, doğal kaynaklara zarar verecek malzeme ve enerji kaynaklarından beslenmemek önemli. Bunları yaparken gelişen teknolojinin faydaları da göz ardı edilmemeli ve en doğru malzeme ile en uygun kaynak miktarı gibi noktalar için dijital optimizasyondan faydalanılmalı.
Bunlarla birlikte var olan ürünlerin kullanım ömürlerini uzatmaya yarayacak bakım ve onarımlar göz ardı edilmemeli, kullanım ömürleri dolan ürünler tekrar kaynak olarak kullanılmalı, bu alanda fayda sağlayacak yani döngüsel ekonomiye destek olacak iş modellerine destek olunmalı. Kısacası döngüsel ekonomi uygulamalarını hayata geçirmek demek üretimden tüketime ve tekrar üretime kadar her aşamada sürdürülebilirlik için en uygun malzemelerin, enerji kaynaklarının, atık yönetiminin ve iş prensiplerinin uygulanması gerekiyor. Ancak bu uygulamalar sayesinde geleceğe daha yaşanabilir, daha zengin bir dünya bırakılabilir.