Dijital Minimalizm İş Hayatında Verimliliği Nasıl Etkiler?
Teknoloji geliştikçe hayatımızın her alanına daha fazla etki eder oldu. Günlük hayatımızdan eğitim süreçlerimize kadar bugün her noktada teknolojinin getirilerini fazlasıyla kullanıyoruz. Öyle ki sosyal hayatımız bile teknolojik yeniliklerle ve gelişmelerle büyük bir değişime uğradı. Geçmişten birçok davranış biçimi, yerini yeni uygulamalara bıraktı. Tabii bu büyük etkinin iş hayatında da yansımaları olması kaçınılmazdı.
Ofis işi düzen, üretim süreçleri, toplantı organizasyonları, kısacası iş hayatının her noktasında teknoloji ile iç içe bir yaşam sürüyoruz. Bu dijital devrimin birçok olumlu yanı olduğu da bir gerçek. Neredeyse tüm süreçleri daha hızlı ve pratik bir hale getirdiğini, insan hatalarını önemli ölçüde azalttığını söylemek mümkün. Ancak tüm bu faydalarının yanında dijital hayatın olumsuz etkilerinden de bahsetmemek olmaz.
İçinde bulunduğumuz dijital çağda cebimizdeki ya da önümüzdeki cihazlardan uzak kalmamız, hiçbir bildirim ya da uyarana maruz kalmadan birkaç saat vakit geçirmemiz, günün stresini ve yorgunluğunu yalnız kalarak atmamız neredeyse mümkün değil. Öyle ki dünya genelinde yapılan bir araştırmaya göre uyanık olduğumuz 16-17 saatin yaklaşık 7 saatini bir ekran karşısında geçiriyoruz. Yani neredeyse uyanık geçirdiğimizi zamanın yarısını telefon, bilgisayar, tablet gibi cihazlarla iç içe tüketiyoruz. Bunun da haliyle birçok olumsuz etkisi mevcut.
Mailler, online toplantılar, dijital uygulamalar, haberler, mesajlar derken iş hayatında gün içinde onlarca hatta yüzlerce bildirim ve uyarana maruz kalan bir çalışanın, kaçınılmaz olarak kısa aralıklarla dikkati dağılır. Bir süre sonra bu dikkat dağınıklığı bir standart halini alır ve tekrar işe konsantre olmak zaman geçtikçe daha da güçleşir. Konsantrasyon kaybı ise hataları beraberinde getirir. Hatalar arttıkça ve konsantre olmak güçleştikçe stres artar ve stres arttıkça hata ihtimali de artar. Yani bir döngü oluşur ve bu döngünün getirdiği nokta iş hayatında verimsizlikten başkası değildir. Bu sorunu çözmek için ise son dönemde yaygınlık kazanan iş hayatında dijital minimalizmi değerlendirmek mümkün.
Nasıl ki günlük hayatta karmaşadan, kalabalıktan, çokluktan arınıp sadeleşmek için minimalizm başarılı bir yolsa iş hayatında dijital minimalizm de teknolojinin ve ekranların getirdiği kaçınılmaz yoğunluğun ve karmaşanın ortadan kalkması için değerlendirilebilir. Tabii dijital minimalizmden kastın cihazlarda bildirimleri tamamen kapatmak ve ulaşılamaz olmak anlamına gelmediği unutulmamalı. Bu aynı zamanda işlerin aksamasına ya da kişisel olarak önemli gelişmeleri kaçırma korkusuna da yol açabilir.
Bunun yerine dijital cihazlarla olan ilişkiyi daha bilinçli kurmak, günde ortalama 10-12 kere hiçbir bildirim yokken bile e-postaları kontrol etme alışkanlığından sıyrılmak, gün içinde dijital molalar vererek bu tip uyaranlardan bir süreliğine uzaklaşmak, çalışırken acil durumlar dışında molalara kadar akıllı telefon ve diğer cihazlardan gelen bildirimlere bakmamak gibi basit ama etkili adımlar atılabilir.
Ayrıca bir şirket kültürü olarak mesai saatleri dışında mümkün olduğunca çalışanlarla iş için iletişime geçmemek, günlük bildirimlerle toplantı ve diğer organizasyonlar için bildirimleri daha az yapmak, iş ortamında küçük molalar verilmesini sağlayacak uygulamaları hayata geçirmek, ayrı ayrı birçok dijital araç yerine birçok işin yürütülmesini sağlayan kapsamlı araçlar tercih etmek, yalnızca o projede görevli olanları yönetim platformuna ya da e-posta akışına dahil etmek de yöneticilerin dijital minimalizm için yapabilecekleri arasında. Peki, dijital minimalizmin faydaları neler?
İlk olarak dijital minimalizm ile birlikte dikkati daha az dağılan ve daha kolay odaklanabilen çalışanlara sahip olunabilir. İhtiyaç duydukları bilgilere kolayca ulaşabilen, yalnızca sorumlu oldukları görevler ile ilgili bildirimler alan çalışanlar işlerine odaklanarak daha üretken olabilirler. Gün içinde yalnızca gerçekten gerekli olduğunda dijital kanallardan bildirim alacakları için görevlerini daha kısa zamanda ve daha az hata ile yerine getiren bir ekip, aynı zamanda şirket içinde belirlenen hedeflere ulaşma konusunda da daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlar. Bu da artan verimlilik, azalan maliyet ve güçlü iş birliği ile iş hayatında başarıyı beraberinde getirebilir.
Kendini daha rahat hisseden, dijital uyaranların ve bildirimlerin oluşturduğu stresten arınmış çalışanlar ile başarı elde etmek için çok sayıda dijital araç yerine birçok görevi yerine getirebilen kapsamlı araçlar tercih etmek, çok acil durumlar dışında çalışma saatleri haricinde çalışanlar ile iş için temas kurmamak, dijital minimalizmi bir şirket kültürü olarak benimsemek ve çalışanları da bu yönde teşvik etmek yeterli. Böylece çalışan memnuniyeti ve verimlilik atar, başarıya giden yoldaki önemli bir engel daha ortadan kalkar.
Ofis işi düzen, üretim süreçleri, toplantı organizasyonları, kısacası iş hayatının her noktasında teknoloji ile iç içe bir yaşam sürüyoruz. Bu dijital devrimin birçok olumlu yanı olduğu da bir gerçek. Neredeyse tüm süreçleri daha hızlı ve pratik bir hale getirdiğini, insan hatalarını önemli ölçüde azalttığını söylemek mümkün. Ancak tüm bu faydalarının yanında dijital hayatın olumsuz etkilerinden de bahsetmemek olmaz.
İçinde bulunduğumuz dijital çağda cebimizdeki ya da önümüzdeki cihazlardan uzak kalmamız, hiçbir bildirim ya da uyarana maruz kalmadan birkaç saat vakit geçirmemiz, günün stresini ve yorgunluğunu yalnız kalarak atmamız neredeyse mümkün değil. Öyle ki dünya genelinde yapılan bir araştırmaya göre uyanık olduğumuz 16-17 saatin yaklaşık 7 saatini bir ekran karşısında geçiriyoruz. Yani neredeyse uyanık geçirdiğimizi zamanın yarısını telefon, bilgisayar, tablet gibi cihazlarla iç içe tüketiyoruz. Bunun da haliyle birçok olumsuz etkisi mevcut.
Mailler, online toplantılar, dijital uygulamalar, haberler, mesajlar derken iş hayatında gün içinde onlarca hatta yüzlerce bildirim ve uyarana maruz kalan bir çalışanın, kaçınılmaz olarak kısa aralıklarla dikkati dağılır. Bir süre sonra bu dikkat dağınıklığı bir standart halini alır ve tekrar işe konsantre olmak zaman geçtikçe daha da güçleşir. Konsantrasyon kaybı ise hataları beraberinde getirir. Hatalar arttıkça ve konsantre olmak güçleştikçe stres artar ve stres arttıkça hata ihtimali de artar. Yani bir döngü oluşur ve bu döngünün getirdiği nokta iş hayatında verimsizlikten başkası değildir. Bu sorunu çözmek için ise son dönemde yaygınlık kazanan iş hayatında dijital minimalizmi değerlendirmek mümkün.
Daha Sade, Daha Verimli Bir Çalışma Süreci
Nasıl ki günlük hayatta karmaşadan, kalabalıktan, çokluktan arınıp sadeleşmek için minimalizm başarılı bir yolsa iş hayatında dijital minimalizm de teknolojinin ve ekranların getirdiği kaçınılmaz yoğunluğun ve karmaşanın ortadan kalkması için değerlendirilebilir. Tabii dijital minimalizmden kastın cihazlarda bildirimleri tamamen kapatmak ve ulaşılamaz olmak anlamına gelmediği unutulmamalı. Bu aynı zamanda işlerin aksamasına ya da kişisel olarak önemli gelişmeleri kaçırma korkusuna da yol açabilir.
Bunun yerine dijital cihazlarla olan ilişkiyi daha bilinçli kurmak, günde ortalama 10-12 kere hiçbir bildirim yokken bile e-postaları kontrol etme alışkanlığından sıyrılmak, gün içinde dijital molalar vererek bu tip uyaranlardan bir süreliğine uzaklaşmak, çalışırken acil durumlar dışında molalara kadar akıllı telefon ve diğer cihazlardan gelen bildirimlere bakmamak gibi basit ama etkili adımlar atılabilir.
Ayrıca bir şirket kültürü olarak mesai saatleri dışında mümkün olduğunca çalışanlarla iş için iletişime geçmemek, günlük bildirimlerle toplantı ve diğer organizasyonlar için bildirimleri daha az yapmak, iş ortamında küçük molalar verilmesini sağlayacak uygulamaları hayata geçirmek, ayrı ayrı birçok dijital araç yerine birçok işin yürütülmesini sağlayan kapsamlı araçlar tercih etmek, yalnızca o projede görevli olanları yönetim platformuna ya da e-posta akışına dahil etmek de yöneticilerin dijital minimalizm için yapabilecekleri arasında. Peki, dijital minimalizmin faydaları neler?
İlk olarak dijital minimalizm ile birlikte dikkati daha az dağılan ve daha kolay odaklanabilen çalışanlara sahip olunabilir. İhtiyaç duydukları bilgilere kolayca ulaşabilen, yalnızca sorumlu oldukları görevler ile ilgili bildirimler alan çalışanlar işlerine odaklanarak daha üretken olabilirler. Gün içinde yalnızca gerçekten gerekli olduğunda dijital kanallardan bildirim alacakları için görevlerini daha kısa zamanda ve daha az hata ile yerine getiren bir ekip, aynı zamanda şirket içinde belirlenen hedeflere ulaşma konusunda da daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlar. Bu da artan verimlilik, azalan maliyet ve güçlü iş birliği ile iş hayatında başarıyı beraberinde getirebilir.
Kendini daha rahat hisseden, dijital uyaranların ve bildirimlerin oluşturduğu stresten arınmış çalışanlar ile başarı elde etmek için çok sayıda dijital araç yerine birçok görevi yerine getirebilen kapsamlı araçlar tercih etmek, çok acil durumlar dışında çalışma saatleri haricinde çalışanlar ile iş için temas kurmamak, dijital minimalizmi bir şirket kültürü olarak benimsemek ve çalışanları da bu yönde teşvik etmek yeterli. Böylece çalışan memnuniyeti ve verimlilik atar, başarıya giden yoldaki önemli bir engel daha ortadan kalkar.