Çevre Bilinci Farklı Bir Boyut Kazanıyor: Trashtag ve Diğer Girişimler
Çoğu zaman sosyal medyanın bir girdap olduğu, faydası kadar zararı dokunduğu, doğru kullanılmadığı için sakınılması gereken bir eğlence aracı olduğu düşünülür. Ancak bana göre bu görüş, sosyal medyayı hafife almakla eşdeğerdir. Binlerce, milyonlarca, hatta milyarlarca insanın aynı anda iletişim kurup fikir alışverişi yapabildiği, geniş kitlelerin belli bir amaç uğruna yönlendirilebildiği bir ortam olarak görüyorum sosyal medyayı. Doğru kullanıldığında da çok etkili bir araç olduğuna inanıyorum.
Aslında bunu kanıtlayan birçok örnek de mevcut. #Trashtag olarak anılan bir sosyal medya akımı, son aylarda dünyanın birçok farklı noktasında binlerce insanı harekete geçirmiş durumda. Öyle ki Latin Amerika’dan bir kullanıcı, Güney Asya’daki başka bir kullanıcıyı bu akıma katılmaya davet edip harekete geçirebiliyor. Peki, nedir bu trashtag?
Önce doğadaki kirli, dağınık, atıklarla kuşatılmış bir alanın fotoğrafını çekiyorsunuz. Sonra tek başınıza ya da arkadaşlarınızla bu alanı atıklardan arındırıp doğaya ve insana uygun bir hale getiriyorsunuz. Yani temizliyorsunuz. Ardından alanın son halinin fotoğrafını çekip “öncesi” ve “sonrası” olarak sosyal medya hesabınızdan #Trashtag etiketiyle yayımlıyorsunuz. Böylece yaptığınız paylaşım, sosyal medyada binlerce yeni insana ulaşıyor ve içlerinden bazılarını etkileyip harekete geçmeye teşvik ediyor. Ardından daha önce kirletilmiş yeni alanlar temizleniyor. Kısacası trashtag’in amacı bu. Dünyayı daha temiz, daha yaşanılabilir bir yer haline getirmek.
Trashtag akımının ve benzer diğer girişimlerin neden önemli olduğuna gelirsek… Dünyada yıllık ortalama evsel atık miktarı 1.3 milyar tondan fazla. Üstelik bu miktarın önümüzdeki 30 yıl içinde 3 katına çıkması bekleniyor. Fabrikaların yıllık plastik üretim miktarı 8 milyar ton. Ayrıca dikkat çeken başka istatistikler de mevcut. Mesela hava kirliliği günümüzde en büyük problemlerden biri. Öyle ki her 10 kişiden 9’unun kirli hava soluduğu düşünülüyor. Her yıl milyonlarca insan da bu kirli hava nedeniyle hayatını kaybediyor. 1 milyona yakın hayvan ve bitki türü de insanların faaliyetleri yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Kısacası insanlık olarak doğaya ve çevreye olumsuz etkiler bırakma konusundaki performansımız oldukça yüksek. Ancak neyse ki son dönemde artan çevre bilinciyle buna bir dur demek gerekliliğine olan inanç gün geçtikçe artıyor. Trashtag ve benzer girişimlerle ormanlar, plajlar, okyanuslar, tatlı su kaynakları kısacası yaşadığımız çevre temizleniyor, tekrar yaşanılabilir hale geliyor.
Tabii henüz yeterince mesafe alınabilmiş değil. Ancak günler geçip bu bilinç yaygınlaştıkça yaşadığımız dünyaya saygımızın artacağına, onunla daha uyumlu yaşayacağımıza olan inancım oldukça yüksek.
Aslında bunu kanıtlayan birçok örnek de mevcut. #Trashtag olarak anılan bir sosyal medya akımı, son aylarda dünyanın birçok farklı noktasında binlerce insanı harekete geçirmiş durumda. Öyle ki Latin Amerika’dan bir kullanıcı, Güney Asya’daki başka bir kullanıcıyı bu akıma katılmaya davet edip harekete geçirebiliyor. Peki, nedir bu trashtag?
Önce doğadaki kirli, dağınık, atıklarla kuşatılmış bir alanın fotoğrafını çekiyorsunuz. Sonra tek başınıza ya da arkadaşlarınızla bu alanı atıklardan arındırıp doğaya ve insana uygun bir hale getiriyorsunuz. Yani temizliyorsunuz. Ardından alanın son halinin fotoğrafını çekip “öncesi” ve “sonrası” olarak sosyal medya hesabınızdan #Trashtag etiketiyle yayımlıyorsunuz. Böylece yaptığınız paylaşım, sosyal medyada binlerce yeni insana ulaşıyor ve içlerinden bazılarını etkileyip harekete geçmeye teşvik ediyor. Ardından daha önce kirletilmiş yeni alanlar temizleniyor. Kısacası trashtag’in amacı bu. Dünyayı daha temiz, daha yaşanılabilir bir yer haline getirmek.
Trashtag akımının ve benzer diğer girişimlerin neden önemli olduğuna gelirsek… Dünyada yıllık ortalama evsel atık miktarı 1.3 milyar tondan fazla. Üstelik bu miktarın önümüzdeki 30 yıl içinde 3 katına çıkması bekleniyor. Fabrikaların yıllık plastik üretim miktarı 8 milyar ton. Ayrıca dikkat çeken başka istatistikler de mevcut. Mesela hava kirliliği günümüzde en büyük problemlerden biri. Öyle ki her 10 kişiden 9’unun kirli hava soluduğu düşünülüyor. Her yıl milyonlarca insan da bu kirli hava nedeniyle hayatını kaybediyor. 1 milyona yakın hayvan ve bitki türü de insanların faaliyetleri yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Kısacası insanlık olarak doğaya ve çevreye olumsuz etkiler bırakma konusundaki performansımız oldukça yüksek. Ancak neyse ki son dönemde artan çevre bilinciyle buna bir dur demek gerekliliğine olan inanç gün geçtikçe artıyor. Trashtag ve benzer girişimlerle ormanlar, plajlar, okyanuslar, tatlı su kaynakları kısacası yaşadığımız çevre temizleniyor, tekrar yaşanılabilir hale geliyor.
Tabii henüz yeterince mesafe alınabilmiş değil. Ancak günler geçip bu bilinç yaygınlaştıkça yaşadığımız dünyaya saygımızın artacağına, onunla daha uyumlu yaşayacağımıza olan inancım oldukça yüksek.