Kişisel Blog
Uzaktan Çalışmanın Karbon Ayak İzi Azaltmaya Olan Faydası Nerede Tıkanıyor?

Uzaktan Çalışmanın Karbon Ayak İzi Azaltmaya Olan Faydası Nerede Tıkanıyor?

Pandemi ile birlikte iş hayatında önemli bir yer edinen uzaktan çalışma modeli, hem işverenler hem de çalışanlar için birçok faydayı beraberinde getirebiliyor. Sektöre ya da pozisyona göre yoğunluğu değişmekle birlikte teknoloji geliştikçe çalışanların fiziksel olarak bir arada olmasına gerek kalmadan da işler yürütülebiliyor, projeler gerçekleştirilebiliyor. Aslında uzaktan çalışmanın faydaları çok çeşitli. Sadece her gün dünya çapında milyonlarca insanın işe gidip gelmesi için harcanan yakıttan edilecek tasarrufun karbon emisyonuna olan olumlu etkisi bile bu çalışma türünü değerli kılmaya yetebilir. Üstelik trafikte geçen zamandan tasarruf edilmesi de hem iş verimliliğine hem fiziksel sağlığa hem de toplumsal strese oldukça önemli katkılar sağlıyor.

Bazı araştırmalara göre uzaktan çalışanlar, ofiste çalışanlara kıyasla %50 daha az karbon ayak izi bırakıyor. Hibrit çalışma modelinde ise bu oran %25’ten fazla olarak gözlemleniyor. Ancak diğer yandan uzaktan çalışmak demek hepimizin bildiği gibi evlerde hem elektronik cihazları hem de dijital araçları her zamankinden daha fazla kullanmak anlamına geliyor. Klasik iş ortamında çalışanlar genelde ortak kullanılan bir ofiste çalıştıkları için ısıtma ve aydınlatma gibi ihtiyaçları topluca karşılanmaktadır. Yani ofisi aydınlatan lambalar ve ısıyı ayarlayan kalorifer ya da klima gibi iklimlendirme unsurları çok sayıda insanın ihtiyacını aynı anda karşılıyor.

Uzaktan çalışma hayatı ise yanında getirdiği tüm konfora rağmen kişisel ısınma ve aydınlatma kullanımını da doğal olarak artırıyor. Yani işini evinden yürüten çalışanların enerji sarfiyatı, ofiste çalıştıkları zamanlara oranla toplandığında çok daha yüksek oluyor. Bu aslında ilk bakışta çok küçük bir miktar gibi görünebilir, ancak milyonlarca kişinin yılın büyük bölümünü bu şekilde sürdürmesi enerji tüketiminde hedeflenen tasarrufu yeterince güçlü desteklemiyor. Araştırmacılar, konutlarda elektrik ve doğal gaz kullanımının geçmişe göre artmasındaki sebeplerden birinin de bu olduğu yönünde görüş bildiriyor.

Dijital Karbon Ayak İzi Daha Fazla Ciddiye Alınmalı

Uzaktan çalışmanın karbon emisyonuna olan etkisinin dikkat çeken en önemli çıktılarından birisi de dijital karbon ayak izi. Önce dijital hayatın doğal kaynakların tüketime olan etkisiyle ilgili birkaç istatistiki bilgi vermek yerinde olur:

Analizlere göre son dönemin en popüler araçlarından ChatGPT ile kısa bir konuşma yapmak ya da 100 kelimelik bir e-posta taslağı oluşturmak 500 ml su tüketimine yol açıyor. Yani bu sohbet için ihtiyaç duyulan elektriğin üretimi ve veri santrallerinin soğutulmasında kullanılan su yaklaşık yarım litre. Tabii ChatGPT modelleri geliştikçe ya da diğer yapay zekâ araçları kullanıldıkça bu oran değişebiliyor.

Genel olarak dijital teknolojilerin neden olduğu sera gazı emisyonunun, dünyadaki toplam yıllık emisyonun yaklaşık %4’üne yaklaştığı söyleniyor. Standart bir internet kullanıcısının sera gazı emisyonuna olan etkisi 400 kilogramdan fazla iken arama motorlarından yapılan ortalama 50 arama ise yılda yaklaşık 25 kilogram karbon ayak izi bırakıyor. Tabii buna internet üzerinden yapılan görüntülü görüşmeleri ve video izleme sürelerini de eklemek gerekiyor. Haftada yapılan 5 saatlik görüntülü toplantı yaklaşık 3 kilogram karbon ayak izi oluştururken iş amaçlı gönderilen ve genelde görsel de içeren her bir e-posta da ortalama 135 gram iz oluşturuyor.

Dijital teknolojilerin kullanımı nedeniyle oluşan etkiyi ifade eden dijital karbon ayak izi kavramı da bu nedenle her geçen gün daha da fazla önem kazanıyor. Bu teknolojilerin çalışabilmesi için elektrik üretimi, veri merkezlerinin soğutulması, elektronik cihazların üretimi ve internet altyapısı gibi süreçler büyük miktarda enerji gerektiriyor. Bireysel olarak fark edilmese de, milyonlarca hatta milyarlarca insanın bu faaliyetleri düzenli olarak sürdürmesi bir araya geldiğinde dijital karbon ayak izi oldukça büyük bir etki yaratıyor. Bu da bizi mümkün olduğunca görüntülü toplantılardan kaçınmamız gerektiği, en azından toplantı süresince kameraları kapatmak gibi küçük adımların bile büyük faydalar sağlayabileceği sonucuna yöneltiyor.

Kısacası uzaktan çalışma uygulaması birçok açıdan oldukça faydalı, ancak bazı noktalara dikkat ederek bu faydaları maksimize etmek de mümkün. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik her küçük adımın ise milyonlarca kişi tarafından benimsenirse çok büyük etkiler yaratacağı kaçınılmaz bir gerçek.