Kişisel Blog
Avrupa’daki Elektrik Kesintileri Enerji Sistemlerinin Dönüşümü İçin Bir İşaret Olabilir

Avrupa’daki Elektrik Kesintileri Enerji Sistemlerinin Dönüşümü İçin Bir İşaret Olabilir

Geçtiğimiz dönemde Avrupa çok ilginç bir güne uyanmıştı. İber Yarımadası’nda yaşanan ani elektrik kesintisi, İspanya ve Portekiz’de hayatı durdurma noktasına getirmişti. Modern hayatın temeli olan elektrik kısa süreliğine ortadan kalkınca uçaklar yere indirilmiş, bankacılık sektörü durmuş, fabrikalar ve metrolar kapanmış, trafik ışıkları çalışmamış, iletişim ağı çökmüş, evlerde ve iş yerlerinde elektrik olmadığı için hayat durma noktasına gelmişti. Yaklaşık bir gün süren bu kesintinin biraz daha uzaması durumunda ise tedarik hatlarının aksaması ve soğuk zincirin bozulması gibi nedenlerle gıda krizi yaşanabilir, hastaneler ve fabrikalar kapanabilir, ulaşım tamamen durabilir, kısacası çok daha büyük bir kaos yaşanabilirdi.
 
Şöyle bir etrafımıza baktığımızda ve günlük rutinlerimizi, iş yapış biçimlerimizi düşündüğümüz de kolayca fark edebileceğimiz gibi elektrik enerjisi bizim için olmazsa olmaz. Elektriğin olmadığı bir denklemde gıdalarımızı muhafaza edemez, üretim yapamaz, ulaşım sağlayamaz, iletişim kuramaz, iş hayatımızı bile neredeyse sürdüremez noktaya geliriz. Öyle ki bugün merkezi havalimanlarından birinde yaşanan bir trafo arızası bile küresel havacılık sisteminin kaosa sürüklenmesi için yeterli olabiliyor. İspanya ve Portekiz’de on milyonlarca insanın elektriksiz kaldığı tek günlük elektrik kesintisinin maliyeti ise milyar eurolarla ölçülüyor.
 
Üstelik küresel enerji talebi her geçen yıl artıyor. Akıllı cihazlar, elektrikli araçlar, modern teknolojiler, akıllı ev sistemleri, fabrikalar, veri merkezleri, yaşam alanları, ulaşım ve iletişim hatları arttıkça kaçınılmaz olarak enerji talebi de artıyor. Böyle olunca da enerji sistemlerinin güvenliği daha da önem kazanıyor.
 
Günümüzde ülkeler arasındaki enerji ticaretini artırmak ve sistemlerde yaşanabilecek yerel sorunlara karşı önlem almak için komşu ülkelerin enerji hatlarının birbirlerine entegre olması gittikçe yaygınlaşıyor. Yani bir ülke, komşu ülkelerle elektrik alım-satımı yapabilmek için sistemlerini entegre edebiliyor. Bu aynı zamanda ülkenin yalnızca kendi sistemlerine bağımlı olmasının da önüne geçmeyi hedefliyor. Ancak büyük bir bölgeyi kapsayan ana sistemde böyle bir arızanın yaşanması durumunda da birden fazla ülke etkilenebiliyor.
 
Olağan Şüpheli Siber Saldırı Sanılsa da Birden Çok Tehlike Mevcut
 
İspanya ve Portekiz’de yaşanan elektrik kesintisi için ilk anda siber saldırı açıklaması yapılmıştı, ancak uzmanlar tarafından yapılan incelemelerin ardından bölgedeki aşırı sıcaklık değişimlerinin yüksek gerilim hatlarına zarar vermesinin en güçlü neden olduğu üzerinde duruluyor. Her ne kadar sorunun siber saldırılardan kaynaklanmadığı açıklansa da aslında bugün en temel tehditlerden biri tabii ki siber saldırılar. Elektrik başta olmak üzere tüm enerji nakil sistemleri ağlarla yönetildiği için siber saldırıların hedefi olmaları normal.
 
Devletlerin, enerji sektörünün ve altyapı yüklenicilerinin yapması gereken ise güvenliği en yüksek seviyeye çıkaracak tüm önlemleri almak. Yapay zeka inovasyonu, siber güvenlik uygulamaları ve caydırıcı önlemleri daha kararlı ve güçlü biçimde hayata geçirmek şart. Çok katmanlı dayanıklılık stratejileri geliştirmek ve yasal düzenlemeler yapmak, sisteme bir kalkan olmayı sağlayabilir.
 
Ayrıca enerji sistemlerinin tek bir kaynaktan beslenmek yerine birden çok kaynakla süreklilik kazanmasını sağlamak da aksatılmaması gereken dönüşüm adımları arasında. Bir enerji üretim merkezinin yalnızca fosil yakıtlara dayanmaması; güneş, rüzgar, su gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının bir arada kullanılmasının sağlanması oldukça önemli. Bu yolla sistemi besleyen bir kaynakta arıza ya da aksama olması durumunda diğer kaynaklardan elde edilen enerji ise sistemde enerji üretiminin ve aktarımının devamlılığı sağlanabilir.
 
Enerji sistemlerinin dönüşümü için yapılması gerekenlerden biri de tabii ki depolama ve akıllı altyapı sistemlerinin geliştirilmesini desteklemek. Arz-talep dengesini sağlamak için ihtiyaç fazlasını depolayacak ve talep arttığında sisteme kazandırılmasını sağlayacak akıllı depolama sistemleri ve altyapılar, güvenilir enerji sistemi oluşturmaya önemli katkılar sağlar. Kaynaklardan birinin verimliliğinin düşmesi ya da temel aktarım hatlarının zarar görmesi durumunda depolanmış enerji ve yedek aktarım sistemleri devreye girerek sistemdeki aksaklık giderilene kadar arz-talep dengesinin korunmasını sağlar.
 
Son olarak hayatımızın her noktasını etkileyen iklim değişikliklerinin etkilerine karşı da enerji sistemleri için özel önlemler alınması şart. Ekstrem doğa olayları, hızlı sıcaklık değişimleri, kuraklık ya da sel gibi güçlü afetlerin hem enerji kaynaklarını hem de enerji sistemlerini etkilememesi için risklerin analizini yapmak, önleyici ve koruyucu tedbir senaryolarını hazırlamak, gerçek zamanlı dijital gözlem araçlarını en doğru şekilde kullanmak gerekiyor.
 
Isıya ve soğumaya dayanıklı altyapı sistemleri kullanmak kadar ısının ne zaman ne kadar artıp azalacağını doğru analiz edecek veri okuma becerisi, iklim modellemesi, erken uyarı sistemleri ve daha fazlası ile doğanın enerji sistemleri üzerinde etkisini en zararsız seviyeye çekmek olmazsa olmaz.
 
İber Yarımadası’nı etkileyerek bize katı yüzünü kısa süreliğine gösteren bu sorunun önüne geçmek için bu adımların kararlılıkla atılması şart. Aksi halde ise benzer sorunlarla tekrar karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz.