Kişisel Blog

Yetenek ve Disiplin: Girişimcilik Öğrenilir mi?

Birçok ekonomist, çağımızı girişimcilik çağı olarak tanımlıyor. Hemen herkesin aklının bir köşesinde de kendi işinin sahibi olmak yatıyor ve “Nasıl girişimci olunur?” sorusuna çeşitli cevaplar aranıyor. Hal böyle olunca girişimcilik ile ilgili birçok öneri, program, teşvik ortaya çıkmış durumda. Peki ama girişimcilik sonradan öğrenilebilen bir şey midir, yoksa girişimci olabilmek için gereken özelliklere doğuştan sahip olmak mı gerekir? Yani girişimci olunur mu, girişimci doğulur mu?

Buna cevap verebilmek için önce bir girişimcinin sahip olması gereken özelliklere göz atmakta fayda var. Girişimcide bulunması gereken özelliklerden en önemlilerini risk alabilme, kendine güven, farklı fikirlere açıklık, daima ileriyi düşünme, yüksek enerji ve başarıya odaklanma şeklinde sıralamak mümkün. Bunun yanında mücadeleden korkmama, fırsatları sezebilme, disiplinli olma, planlı çalışma, güçlü bir ekip kurma gibi önemli özelliklere de ihtiyaç var. Tabii yeterli sermayeye sahip olmak veya finansman bulabilmek, doğru zamanda doğru adımları atabilmek, piyasaya hakim olabilmek de lazım. Çünkü bir girişimin başarıya ulaşabilmesi için bu özelliklerin her birini kullanmak gerekir.

Bu özelliklerden bazıları, çok istisnai durumlar dışında sonradan öğrenilemez şeylerdir. Örneğin enerjik bir yapı, yüksek zeka, hızlı kavrama, pratik çözümler üretme gibi özellikler doğuştan gelir. Yani bunların sonradan kazanılması pek mümkün değildir. Tabii her girişimci bu özelliklerin tamamına sahip olmayabilir, ama başarılı girişimcilerin ortak özellikleri bunlardır. Diğer özellikler ve gereklilikler ise eğitim yoluyla ve tecrübeyle kazanılabilir.

Güçlü bir girişimcilik eğitimi sayesinde iş fırsatlarını görüp değerlendirmek, pazara ve piyasa koşullarına hakim olmak, planlı hareket etmek, güçlü bir ekip kurmak, sermaye elde etmek ya da finansman desteği sağlamak, yasal mevzuatı öğrenmek, farklı fikirlerden beslenebilmek, problemin çözümüne odaklanmak mümkün. Hatta eğitim ve tecrübe ile daha kararlı, başarı için daima ileri bakan, stres kontrolü yapabilen, sorumluluk alabilen, başarısızlıktan ders alabilen, ekip çalışmasının kıymetini anlayan bir yapıya bürünmek de başarılabilir.

Bu da bize gösteriyor ki başarılı bir girişimci olmak için o özelliklerle doğmak ya da sadece eğitim almak yetmez. “Girişimci doğulur” tezini savunanların girişimcilik geni dediği özelliklerin bir kişide bulunması, mutlaka ortaya başarılı bir girişim çıkacağı anlamına gelmez. Çünkü gerekli eğitimler alınmamışsa ve tecrübe yoksa atılan adımların başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali yüksektir. Evet, risk alabilmek bir meziyettir; ama doğru zamanda doğru risklerin alınamaması durumunda her şey kaybedilebilir, her adım başarısız bitebilir.

“Girişimci olunur” görüşü ise hiçbir başarının sadece doğuştan gelen özelliklerle gerçekleşmeyeceğini, yeteneklerin işlendikçe beceriye dönüşebileceğini savunur. Doğru noktalara doğru zamanda temas edilmesi halinde gizli cevherler açığa çıkabilir, girişimci adayları hiç farkında olmadıkları özellikleriyle tanışabilir. Ayrıca temel girişimcilik eğitimleri sayesinde bile organize olmak, planlı ve disiplinli çalışmak, pazarı araştırmak, fırsatları fark edebilmek, yasal mevzuatı ve girişimcilik desteklerini öğrenip harekete geçmek mümkün.

Buradan hareketle söylenebilir ki yetenek ve doğuştan gelen diğer özellikler, başarılı bir girişimci olmak için yeterli değildir. Her ne kadar belli özelliklere sonradan sahip olmak pek mümkün olmasa da eğitim ve tecrübeyle bu fark kapatılabilir ve girişimcilik hayalleri gerçeğe dönüştürülebilir. En önemlisi cesaret yani cesur olup ilk adımı atabilmek. Zaten en zoru da ilk adımı atmak değil midir!
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon