Toplumsal Kalkınma İçin İş Hayatında Cinsiyet Eşitliği Şart
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların iş hayatına katılımı uzun yıllardır tam anlamıyla çözülememiş bir problem olmaya devam ediyor. Farklı coğrafyalarda kısmen başarılmış olsa da dünya genelinde bu sorunun ortadan kalktığını ve kadınların iş hayatında yaşadığı sorunların cinsiyet temelli olmadığını söylemek mümkün değil. Bu sorunun kökeninde ise kadınlar ile erkekler arasındaki sosyal farklılıkları ifade eden toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatıyor.
Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yeni raporlar yayımlanıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ile Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı iş birliğinde hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu, Dünya Ekonomik Forumu’nun Cinsiyet Eşitsizliği Raporu gibi çalışmaların bize söylediği ise tüm çalışmalara rağmen hala kadının toplumda olması gerektiği kadar temsil edilemediği.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporunda yer alan verilere göre 146 ülkedeki mevcut duruma göre cinsiyetler arasındaki eşitliği sağlamak bugünkü hızla 130 yıldan fazla sürecek. Hiçbir ülkenin tam olarak eşitliği sağlayamadığı endekse göre en başarılı ülkelerin başında %91 ile İzlanda, %86 ile Finlandiya ve %85 ile Yeni Zelanda geliyor. İsveç, Almanya, Nikaragua, Namibya gibi ülkeler de listenin en üst sıralarında. Türkiye ise genel değerlendirmede %63 ile 129. sırada. Ülkemiz, kadınların ekonomiye katılımı kriterinde ise 133. sırada yer alıyor. Yani Türkiye’de iş hayatında kadının yeri oldukça kısıtlı durumda.
Dünya genelinde kadınlar ile erkekler arasındaki iş gücü ve gelir arasındaki uçurum da oldukça dikkat çekici. Erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşı kadınlar ancak 51 sent kazanabiliyor. Üstelik çalışma çağındaki erkeklerin %90’ı iş gücüne katılırken aynı durumdaki kadınların yalnızca %60’tan biraz fazlası iş gücüne katılabiliyor.
Ülkemizde kadınların iş gücüne katılımındaki düşük oranı TÜİK verileri üzerinden de ele almak mümkün. TÜİK verilerine göre erkeklerde %70’e yaklaşan istihdam oranı kadınlarda yalnızca %30. Yani her 3 kadından yalnızca biri iş hayatında yer alıyor. Cinsiyetler arasındaki gelir farkında da benzer oranlar söz konusu. Ayrıca kadınların istihdam edildikleri pozisyonlarda da belirgin bir eşitsizlik mevcut. Şirketlerde orta ve üst düzey yönetici pozisyonlarının yalnızca %20’si kadınlara ait.
Kısacası nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların iş hayatındaki yeri, olması gerekenin epey altında. Ancak toplumsal kalkınmanın, üretkenliğin ve ekonomik büyümenin artması için bu oranın hızla artması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması şart. Bunu sağlamak için de eğitimde, işe almada, terfide, yatırımcılıkta ve kayıt içi istihdamda kadınların önündeki engellerin kaldırılması, iş hayatındaki görünmez engel olan cam tavanın yok edilmesi gerekiyor.
İş hayatında cinsiyet eşitliğini sağlamak için ise işe alım mülakatlarında cinsiyet temelli değil de yetenek temelli yaklaşım sergilenmeli, cinsiyete dayalı maaş farkı ortadan kaldırılmalı, kadın girişimciler için daha fazla teşvik sunulmalı, girişimcilik ekosisteminde daha güçlü yer almaları için geniş kapsamlı eğitimler verilmeli ve eşitlik temel şirket kültürü olarak kabul edilmeli. İş yerinde cinsiyet eşitliği ancak bu adımların ve benzerlerinin kararlı bir biçimde uygulanmasıyla sağlanabilir.
Biz de Ege Yapı olarak bu konuda atılması gereken tüm adımlara öncelik veriyoruz. İstihdam ihtiyacımızda -olması gerektiği gibi- cinsiyet temelli değil, liyakat odaklı tavır sergiliyor ve cam tavanları yıkmaya odaklanıyoruz. Toplam istihdamda %35, üst yönetim kadromuzda %30, yönetim kurulumuzda %40 ve genel merkez kadromuzda %50 oranında kadın temsiliyeti sağlıyor, bu oranları artırmak için de her türlü desteği sunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlar daha yüksek oranda temsil edilmedikçe toplumsal kalkınmadan, sosyal gelişmeden ve kalıcı ekonomik büyümeden tam anlamıyla söz etmek mümkün değil.
Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yeni raporlar yayımlanıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ile Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı iş birliğinde hazırlanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 2023 Durum Raporu, Dünya Ekonomik Forumu’nun Cinsiyet Eşitsizliği Raporu gibi çalışmaların bize söylediği ise tüm çalışmalara rağmen hala kadının toplumda olması gerektiği kadar temsil edilemediği.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporunda yer alan verilere göre 146 ülkedeki mevcut duruma göre cinsiyetler arasındaki eşitliği sağlamak bugünkü hızla 130 yıldan fazla sürecek. Hiçbir ülkenin tam olarak eşitliği sağlayamadığı endekse göre en başarılı ülkelerin başında %91 ile İzlanda, %86 ile Finlandiya ve %85 ile Yeni Zelanda geliyor. İsveç, Almanya, Nikaragua, Namibya gibi ülkeler de listenin en üst sıralarında. Türkiye ise genel değerlendirmede %63 ile 129. sırada. Ülkemiz, kadınların ekonomiye katılımı kriterinde ise 133. sırada yer alıyor. Yani Türkiye’de iş hayatında kadının yeri oldukça kısıtlı durumda.
Dünya genelinde kadınlar ile erkekler arasındaki iş gücü ve gelir arasındaki uçurum da oldukça dikkat çekici. Erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşı kadınlar ancak 51 sent kazanabiliyor. Üstelik çalışma çağındaki erkeklerin %90’ı iş gücüne katılırken aynı durumdaki kadınların yalnızca %60’tan biraz fazlası iş gücüne katılabiliyor.
Her 3 Kadından Yalnızca 1’i İş Hayatında Yer Alıyor
Ülkemizde kadınların iş gücüne katılımındaki düşük oranı TÜİK verileri üzerinden de ele almak mümkün. TÜİK verilerine göre erkeklerde %70’e yaklaşan istihdam oranı kadınlarda yalnızca %30. Yani her 3 kadından yalnızca biri iş hayatında yer alıyor. Cinsiyetler arasındaki gelir farkında da benzer oranlar söz konusu. Ayrıca kadınların istihdam edildikleri pozisyonlarda da belirgin bir eşitsizlik mevcut. Şirketlerde orta ve üst düzey yönetici pozisyonlarının yalnızca %20’si kadınlara ait.
Kısacası nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların iş hayatındaki yeri, olması gerekenin epey altında. Ancak toplumsal kalkınmanın, üretkenliğin ve ekonomik büyümenin artması için bu oranın hızla artması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması şart. Bunu sağlamak için de eğitimde, işe almada, terfide, yatırımcılıkta ve kayıt içi istihdamda kadınların önündeki engellerin kaldırılması, iş hayatındaki görünmez engel olan cam tavanın yok edilmesi gerekiyor.
İş hayatında cinsiyet eşitliğini sağlamak için ise işe alım mülakatlarında cinsiyet temelli değil de yetenek temelli yaklaşım sergilenmeli, cinsiyete dayalı maaş farkı ortadan kaldırılmalı, kadın girişimciler için daha fazla teşvik sunulmalı, girişimcilik ekosisteminde daha güçlü yer almaları için geniş kapsamlı eğitimler verilmeli ve eşitlik temel şirket kültürü olarak kabul edilmeli. İş yerinde cinsiyet eşitliği ancak bu adımların ve benzerlerinin kararlı bir biçimde uygulanmasıyla sağlanabilir.
Biz de Ege Yapı olarak bu konuda atılması gereken tüm adımlara öncelik veriyoruz. İstihdam ihtiyacımızda -olması gerektiği gibi- cinsiyet temelli değil, liyakat odaklı tavır sergiliyor ve cam tavanları yıkmaya odaklanıyoruz. Toplam istihdamda %35, üst yönetim kadromuzda %30, yönetim kurulumuzda %40 ve genel merkez kadromuzda %50 oranında kadın temsiliyeti sağlıyor, bu oranları artırmak için de her türlü desteği sunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlar daha yüksek oranda temsil edilmedikçe toplumsal kalkınmadan, sosyal gelişmeden ve kalıcı ekonomik büyümeden tam anlamıyla söz etmek mümkün değil.