Sıfır Atık Şehir Mümkün Mü? Kiel Bunu Başarmış Görünüyor!
Her geçen gün daha yakından hissettiğimiz iklim krizinin etkilerinin önüne geçmek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için doğada bıraktığımız her ize dikkat etmemiz gerektiği bir gerçek. Zaman zaman üzerinde durduğum gibi bunu sağlamanın yollarından biri de atık yönetiminde başarılı olmak. Özellikle de küresel emisyonun önemli bir kısmından sorumlu olan şehirlerde küresel ısınmaya karşı atılacak her adım büyük önem taşıyor. Bunu sağlamak için geliştirilen yaklaşımlardan biri olan sıfır atık şehir kavramı da bu açıdan yakalanması kritik olan bir hedef.
İsrafın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık miktarının azaltılması ve oluşan atıkların etkin bir şekilde toplanması prensiplerini temel alan sıfır atık şehir kavramı, bu uygulamalarda başarılı olarak atıklardan kaynaklanan tüm zararların ortadan kaldırılmasına odaklanır. Avrupa ülkeleri özelinde ise bunun için Sıfır Atık Şehirler Sertifikasyonu adı verilen bir standart bulunur. Belirlenen hedeflere ulaşan şehirler de Sıfır Atık Şehir Sertifikası alır. Bunu başaran ilk şehir ise Almanya’dan Kiel. Peki, Avrupa’dan 500’e yakın şehir ya da kasabanın dahil olduğu ve belirlenen 100’den fazla önlemi uygulamak için adımlar attığı sıfır atık şehir hedefinde başarılı kabul edilen Kiel bu başarıyı nasıl elde etti?
Kişi başına Avrupa Birliği ortalaması 530 kg olan atık miktarı Almanya’da yaklaşık 650 kg. Bu da atık yönetiminde Almanya’da atılacak her adımı çok daha önemli kılıyor. Almanya genelinde geçtiğimiz yıllarda atıkların geri kazanımı için çeşitli yasal düzenlemeler gerçekleştirilmişti. Bu düzenlemelerle de atıkları tasnifleyerek çöpe atmak zorunlu tutulmuştu. Atık yönetimi çalışmalarının başarılı olması durumunda bir şehrin emisyonunun %15-20 oranında azaltılabileceğine yönelik araştırmalardan hareketle kapsamlı çalışmalar başlatan Kiel, 2023 yılında ilk Sıfır Atık Sertifikalı Şehir unvanını elde etti.
Atık sistemi dönüşümü kapsamında altyapı çalışmalarına ek olarak konutlar, eğitim kurumları, kamu binaları, ticarethaneler, sosyal alanlar ve etkinlik merkezlerini de kapsayan yaklaşık 300 sayfalık bir konsept ile harekete geçen şehir yönetimi, uygulamaların yanı sıra bölge sakinlerinin katılımını sağlayacak projeler de hazırladı. Bu projelerin başında da Almanya geneline yayılan kaynağında atık ayrıştırma uygulaması geliyor.
Bu doğrultuda ilk olarak kamusal alanlarda, apartmanlarda ve diğer yaşam alanlarında atıkların sınıflandırılarak atılması zorunlu tutulmuş durumda. Farklı renklerdeki kutulara kağıtlar, gıdalar, metaller, plastikler, camlar ve diğer ürünler ayrı ayrı atılıyor. Elektronik ürünler için de ayrı teslimat noktaları oluşturulmuş. Bu yasal zorunluluğu tamamlamak için de temizlik işçileri bu atıkları toplarken kontrol ediyor. Uygun şekilde sınıflandırılmamış atıkların temizlik görevlileri tarafından çöp kutularından alınmaması ve çeşitli yaptırımlar uygulanması da bu düzenlemenin başarılı olmasını sağlıyor.
Ayrıca halka açık alanlarda ve mağazalarda depozitolu şişeler için otomatlar bulunması ve her depozitolu şişe teslimi için belli bir miktar kupon ya da ücret kazanılması da yerel halkı atık yönetimine teşvik etmede katkı sağlıyor.
Üstelik Kiel’in başarısının arkasında yatan atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları bunlarla sınırlı değil. Kamu kurumlarında tek kullanımlık ürünlerin kullanımının yasaklanması, halka açık alanlarda çeşme sayısının artırılmasıyla termos kullanımını yaygınlaştırılması, tek kullanımlık bebek bezleri yerine defalarca bez bebek bezlerinin satın alınması için çeşitli hibeler verilmesi, marketlerde yeniden kullanılabilen poşetlere geçilmesi, kuaförlerde kesilen saçların toplanarak kumaş ve diğer malzemelere dönüştürülmesi gibi kapsamlı uygulamalar da mevcut. Hepsinin ortak noktası ise daha az atık üretip var olan atıkların en doğru şekilde değerlendirilmesini sağlamak.
Tabii Kiel’in atık yönetimi başarısının dışında dünyanın birçok farklı bölgesinde de çeşitli uygulamalarla karşılaşmak da mümkün. İtalya Milano’da mutfak atıklarının yaklaşık %90’ının geri kazanılmasını sağlayan organik atık toplama hizmeti oldukça kıymetli. Yunanistan’ın Tilos adasında kahve kapsüllerinin, tekstil ürünlerinin, pillerin geri dönüştürülmesi ve dönüştürülemeyen atıkların alternatif yakıt olarak kullanılması, Japonya Şikoku’da atıkların 45 farklı kategoriye ayrılması, Osaka’da atıklar için geri dönüşüme uygun 26 kategori belirlenmesi gibi uygulamalar mevcut. Benzer şekilde Hindistan, Brezilya, Myanmar, Endonezya gibi birçok ülkede atık yönetimi ve geri dönüşüm için çeşitli uygulamalar hayata geçiriliyor.
Biz de Türkiye olarak sıfır atık şehir uygulamalarını daha kararlı ve kapsamlı biçimde hayata geçirmek için harekete geçmeli, toplumsal duyarlılık ve kamu kurumlarının desteği ile kaynaklarımızın daha verimli ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasını sağlamalıyız. Geleceğimiz için bundan başka bir şansımız bulunmuyor.
İsrafın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık miktarının azaltılması ve oluşan atıkların etkin bir şekilde toplanması prensiplerini temel alan sıfır atık şehir kavramı, bu uygulamalarda başarılı olarak atıklardan kaynaklanan tüm zararların ortadan kaldırılmasına odaklanır. Avrupa ülkeleri özelinde ise bunun için Sıfır Atık Şehirler Sertifikasyonu adı verilen bir standart bulunur. Belirlenen hedeflere ulaşan şehirler de Sıfır Atık Şehir Sertifikası alır. Bunu başaran ilk şehir ise Almanya’dan Kiel. Peki, Avrupa’dan 500’e yakın şehir ya da kasabanın dahil olduğu ve belirlenen 100’den fazla önlemi uygulamak için adımlar attığı sıfır atık şehir hedefinde başarılı kabul edilen Kiel bu başarıyı nasıl elde etti?
Kişi başına Avrupa Birliği ortalaması 530 kg olan atık miktarı Almanya’da yaklaşık 650 kg. Bu da atık yönetiminde Almanya’da atılacak her adımı çok daha önemli kılıyor. Almanya genelinde geçtiğimiz yıllarda atıkların geri kazanımı için çeşitli yasal düzenlemeler gerçekleştirilmişti. Bu düzenlemelerle de atıkları tasnifleyerek çöpe atmak zorunlu tutulmuştu. Atık yönetimi çalışmalarının başarılı olması durumunda bir şehrin emisyonunun %15-20 oranında azaltılabileceğine yönelik araştırmalardan hareketle kapsamlı çalışmalar başlatan Kiel, 2023 yılında ilk Sıfır Atık Sertifikalı Şehir unvanını elde etti.
Atık sistemi dönüşümü kapsamında altyapı çalışmalarına ek olarak konutlar, eğitim kurumları, kamu binaları, ticarethaneler, sosyal alanlar ve etkinlik merkezlerini de kapsayan yaklaşık 300 sayfalık bir konsept ile harekete geçen şehir yönetimi, uygulamaların yanı sıra bölge sakinlerinin katılımını sağlayacak projeler de hazırladı. Bu projelerin başında da Almanya geneline yayılan kaynağında atık ayrıştırma uygulaması geliyor.
Uygulamaların Temelinde Atıkları Doğru Sınıflandırmak Yer Alıyor
Bu doğrultuda ilk olarak kamusal alanlarda, apartmanlarda ve diğer yaşam alanlarında atıkların sınıflandırılarak atılması zorunlu tutulmuş durumda. Farklı renklerdeki kutulara kağıtlar, gıdalar, metaller, plastikler, camlar ve diğer ürünler ayrı ayrı atılıyor. Elektronik ürünler için de ayrı teslimat noktaları oluşturulmuş. Bu yasal zorunluluğu tamamlamak için de temizlik işçileri bu atıkları toplarken kontrol ediyor. Uygun şekilde sınıflandırılmamış atıkların temizlik görevlileri tarafından çöp kutularından alınmaması ve çeşitli yaptırımlar uygulanması da bu düzenlemenin başarılı olmasını sağlıyor.
Ayrıca halka açık alanlarda ve mağazalarda depozitolu şişeler için otomatlar bulunması ve her depozitolu şişe teslimi için belli bir miktar kupon ya da ücret kazanılması da yerel halkı atık yönetimine teşvik etmede katkı sağlıyor.
Üstelik Kiel’in başarısının arkasında yatan atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamaları bunlarla sınırlı değil. Kamu kurumlarında tek kullanımlık ürünlerin kullanımının yasaklanması, halka açık alanlarda çeşme sayısının artırılmasıyla termos kullanımını yaygınlaştırılması, tek kullanımlık bebek bezleri yerine defalarca bez bebek bezlerinin satın alınması için çeşitli hibeler verilmesi, marketlerde yeniden kullanılabilen poşetlere geçilmesi, kuaförlerde kesilen saçların toplanarak kumaş ve diğer malzemelere dönüştürülmesi gibi kapsamlı uygulamalar da mevcut. Hepsinin ortak noktası ise daha az atık üretip var olan atıkların en doğru şekilde değerlendirilmesini sağlamak.
Tabii Kiel’in atık yönetimi başarısının dışında dünyanın birçok farklı bölgesinde de çeşitli uygulamalarla karşılaşmak da mümkün. İtalya Milano’da mutfak atıklarının yaklaşık %90’ının geri kazanılmasını sağlayan organik atık toplama hizmeti oldukça kıymetli. Yunanistan’ın Tilos adasında kahve kapsüllerinin, tekstil ürünlerinin, pillerin geri dönüştürülmesi ve dönüştürülemeyen atıkların alternatif yakıt olarak kullanılması, Japonya Şikoku’da atıkların 45 farklı kategoriye ayrılması, Osaka’da atıklar için geri dönüşüme uygun 26 kategori belirlenmesi gibi uygulamalar mevcut. Benzer şekilde Hindistan, Brezilya, Myanmar, Endonezya gibi birçok ülkede atık yönetimi ve geri dönüşüm için çeşitli uygulamalar hayata geçiriliyor.
Biz de Türkiye olarak sıfır atık şehir uygulamalarını daha kararlı ve kapsamlı biçimde hayata geçirmek için harekete geçmeli, toplumsal duyarlılık ve kamu kurumlarının desteği ile kaynaklarımızın daha verimli ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasını sağlamalıyız. Geleceğimiz için bundan başka bir şansımız bulunmuyor.