Kişisel Blog

İş Hayatında Geri Bildirimin Önemi Gözden Kaçırılıyor

İş hayatında başarılı olmak için başarılı iç iletişimin gerekliliğine inanırım. Çünkü bu sayede başarılı yönler vurgulanabilir, eksik noktalar tespit edilebilir, ekip ruhu yakalanabilir. Bunu sağlamanın en önemli yollarından biri ise hiç kuşkusuz geri bildirim kültürünü yaymak. Gün geçtikçe mekanikleşen iş hayatında geri bildirimin öneminin gözden kaçırıldığını düşünüyorum. Oysa açık iletişim ile hem bilgi akışı sağlanabilir hem de taraflar arasında güçlü bağlar kurulabilir. Yani sağlıklı bir iletişim kurulabilir.

Tabii feedback yani geri bildirimi doğru tanımlamakta fayda var. Ekip içindeki her bir çalışanın becerileri, artıları, geliştirmesi gereken yönleri, katkıları ile ilgili yapılan yapıcı görüşmeleri geri bildirim olarak tanımlayabiliriz. Yöneticiler ya da iş arkadaşları tarafından yapılabilecek bu bildirimler sayesinde her aşamada birçok fayda elde etmek de mümkün.

İş hayatında geri bildirimin faydalarından biri, çalışan bağlılığını artırmak. Yapıcı bildirimlerle motive edilen bir çalışan, varlığının ve değerinin şirketçe bilindiğini fark ederek kuruma daha bağlı bir yapıya bürünebilir. Bu da çalışan sirkülasyonunu azaltır ve nitelikli personelle uzun soluklu çalışma ortamı oluşturulmasını sağlar. Üstelik daha pozitif ve verimli bir iş ortamı meydana getirerek şirketin hedeflerine daha kolay ulaşmasına yardımcı olur.

Hem yöneticilerin hem de çalışanların performans konusunda güncel bilgileri olacağı için yapılması gerekenler ve elde edilmesi muhtemel sonuçlar hakkında berrak bir ortam oluşur. İş süreçlerinde daha çevik hareket edilmesini sağlayan bu katkı, aynı zamanda, zamandan ve enerjiden de tasarrufu beraberinde getirir. Çünkü yapılması gerekenler, süreç boyunca ortaya çıkabilecek aksaklıklar bilinerek en doğru adımlar atılabilir. Böylece daha az maliyetle daha başarılı sonuçlara ulaşmak mümkün olur.

Yapıcı yaklaşımın bir getirisi olarak ekip ruhu artacağı için iş birlikleri ve yeni fikirler de kaçınılmaz olarak kendini gösterir. Başarıda herkes pay sahibi olmak isteyeceğinden sunabileceği en yüksek katkıyı sunmaya odaklanır ve bu da şirketin büyüme hedeflerine ulaşmasına katkı sağlar. Kısacası şirket kültüründe geri bildirimi gözden kaçırmamak, domino etkisi göstererek küçük dokunuşları büyük başarılara dönüştürebilir. Tabii bunun için en doğru geri bildirim adımlarını uygulamak şart. Peki, etkin geri bildirim nasıl yapılır?

Başarılı Geri Bildirim İçin Hassas Noktalara Dikkat Edilmeli


İlk olarak geri bildirimde bulunacak yöneticinin ön hazırlık yapması şart. Yüz yüze, online, e-posta, yazılı formatlardan hangisiyle yapılacağı ve neler söyleneceği önceden belirlenmeli. Bu iki taraf için de daha profesyonel bir iletişim kurulmasını sağlar. Ayrıca geri bildirim için en doğru zaman da yakalanmalı. Ertelene ertelene büyük sorunlar oluşturması beklenmeden her türlü aksaklık için iletişim kurulmalı, başarılar da üzerinden fazla vakit geçmeden taçlandırılmalı. Acele etmeden ama zamanını da geçirmeden doğru adımları atmak hem sorunların büyümesini önleyecek hem de başarıların vurgulanmasını sağlayacaktır.

Geri bildirim verirken yapılması gerekenlerden biri de iki yönlü iletişim kurmak. Daima yapıcı olunması gereken geri bildirimde bir çalışana ya da iş arkadaşına geliştirmesi gereken noktaları işaret ederken karşı tarafın da kendini ifade edebilmesine ve sorular sorabilmesine imkan sağlamak şart. Çünkü rehberlik yalnızca doğruların tek yönlü aktarımı değil. Yapılması gerekenlerle ilgili konuşurken karşı tarafın da açıklamaları dikkate alınmalı.

Görüşme boyunca net, açık ve pozitif olmak da başarılı geri bildirim vermek için olmazsa olmazlardan. Belirsizliğin, imalı ifadelerin, yıkıcı ya da motivasyon kırıcı üslubun öne çıktığı bir geri bildirimde verimli sonuçlar elde etmek mümkün olmayabilir. Hatta sorunların daha da büyümesini beraberinde getirebilir. Ancak pozitif olurken sorunları gizlemek ya da olduklarından önemsizmiş gibi göstermekten de kaçınmak gerekiyor. Bu yaklaşım, sorunları halının altına süpürmekten farksız olur. Üstelik güven kaybına da yol açması kaçınılmazdır.

Sorunlarda olduğu gibi başarılarda da dengeyi tutturmakta fayda var. Takdir edilmesi gereken noktalarda bu da çok açık olmalı, başarının etkisi somut örneklerle ya da verilerle desteklenmeli, bireysel başarıların ekip başarısına olan etkisi de atlanmamalı. Bu sayede kişisel başarıların ekibe ve dolayısıyla şirkete olan katkıları da vurgulanmış olur.

Son olarak basit gibi görünse de sık sık atlanılan bir noktaya parmak basalım: Geri bildirimler daima spesifik olmalı yani genel görüşler yerine kişiye ve duruma özel olmalı. Başarılarda da geliştirilmesi gereken noktalarda da çalışanlarla ayrı ayrı iletişim kurmak, kendilerini merkezde ve önemli hissetmelerine katkı sağlayacaktır.

Bu hassas noktalara dikkat edilerek yapılacak geri bildirimler, çalışanları daha motive ve verimli kılacak; hem çalışanlar hem de şirket tarafından belirlenen hedeflere ulaşılmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Özellikle şirket aidiyetinin yeni bir anlam kazandığı günümüzde sadık bir ekip oluşturmak için bu fırsatı kaçırmamak gerek.
 
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon