Kişisel Blog

İklim Krizi ile Mücadelede Açık Deniz Rüzgarının Katkısı

Küresel iklim değişikliği ve enerji krizi büyüdükçe alternatif enerji kaynaklarına olan ihtiyaç artıyor. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar da bu nedenle artış gösteriyor. Bu kaynaklardan biri de açık deniz rüzgar enerjisi.
 
Denizler üzerindeki rüzgarı kullanarak elektrik enerjisi üretmek için açık denizlere rüzgar çiftlikleri kurulmasını ifade eden açık deniz rüzgar enerjisi, son yıllarda hızla artan bir şekilde sürdürülebilir enerji stratejilerinde önemli bir yer tutuyor. Ayakları 40-60 metrelik derinlikteki deniz tabanına monte edilen ve kıyıdan 80 kilometre açığa kadar konumlandırılabilen rüzgar türbinleri, denizlerde esen rüzgardan yararlanarak elektrik üretiyor ve karadaki elektrik şebekesine entegre edilerek gücü buraya aktarıyor. Böylece yenilenebilir enerji kaynaklarından küresel ölçekte faydalanılabilmesini sağlıyor.
 
Kara rüzgarına kıyasla arazi işgal edilmeden, engellerle performans kaybı yaşamadan, görsel açıdan engel teşkil etmeden, gürültü kirliliği oluşturmadan istikrarlı bir şekilde rüzgar enerjisi üretilmesini sağlayan bu sistem, fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin yerini almak için en güçlü adaylardan biri. Hızla artan yatırımlarla 2030 yılına gelindiğinde dünya genelinde 11 bin GW kapasiteye ulaşması hedeflenen açık deniz rüzgar enerjisi, yatırım ivmesi artmaya devam ederse 2050 yılında tüm dünyanın elektrik talebini karşılama imkanına sahip.
 
Son yıllarda özellikle Çin’in yaptığı yatırımlarla hızla gelişen açık deniz rüzgar enerjisi sistemleri, teknolojik gelişmeler ve yatırım maliyetlerinin yavaş yavaş azalmasıyla mutlaka daha da yaygınlaşacak. Üstelik bu sistem birçok faydayı da beraberinde getiriyor.
 
Karasal rüzgar enerji santrallerinin en büyük handikapları, türbinlerin yerleştirilip sistemin kurulması için belli alanların işgal edilmesi ve türbinlerin rüzgar gücüyle dönerken belli miktarda gürültüye sebebiyet vermesi. Bu nedenle günümüz teknolojisiyle karasal rüzgar enerjisi nedeniyle yerel halkın bazı noktalarda zorluk yaşaması ihtimali mevcut.
 
Ancak açık deniz rüzgar enerjisi için türbinler sistemler hemen her zaman yaşam alanlarından uzakta yer alır. Bu da türbinlerden ortaya çıkacak gürültünün bir problem teşkil etmesinin önüne geçer. Ayrıca açık deniz alanları neredeyse sınırsız olduğu için bu sistemlerin kurulacağı alanlar rahatlıkla genişleyebilir ve çeşitlenebilir.
 

Ucuz, Temiz ve Yüksek Performanslı Enerji Üretimi


 
Açık deniz rüzgar enerjisinin faydalarından biri de maliyet verimliliği sunması. İlk yatırım ve bakım maliyetleri dışında herhangi bir ham madde maliyeti bulunmayan bu sistemler ile düşük maliyetle temiz enerji elde etmek mümkün. Üstelik bu alana yapılan yatırımlar sayesinde teknoloji geliştikçe daha dayanıklı ve daha uygun maliyetli malzemelerle daha verimli sistemler kurmak mümkün olacak.
 
Tabii bu sistemlerin bazı faydaları ise oldukça net. Mühendislik, tasarım, temel parçaların ve ara elemanların üretimi, inşa, bakım, işletme gibi ihtiyaçlar nedeniyle bu sistemler yaygınlaştıkça daha çok iş talebi oluştururlar. Hem bölgesel kalkınmaya hem de ekonomik büyümeye katkı sunan bu sistemler, ülkelerin enerji üretimi için başka ülkelere bağımlı olmasını ve büyük ödemeler yapmasını da ortadan kaldırabilir.
 
Son fayda ise deniz yaşamı ile ilgili. İlk dönemde türbinlerin deniz tabanına yerleştirilmesinin su altı yaşamına zarar verdiği yönünde görüşler mevcuttu. Ancak son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, bu sistemlerin denizlerde bulundukları bölgelerde yapay resifler oluşturduğunu ve deniz canlıları için yeni yaşam alanları sağladığını ortaya koyuyor. Yani bu sistemler insanlara olduğu kadar denizlerdeki canlılara da doğrudan faydalar sağlıyor.
 
Bu sistem için en büyük tehlike ise küresel iklim değişikliği ile artış gösteren rüzgar kuraklığı ve dengesiz hava koşulları. Zaman zaman rüzgarların hız kesmesi, zaman zaman aşırı hızlanması gibi dengesizliklere karşı ise teknolojiden destek alınarak çeşitli çalışmalar yapıyor.
 
Türbinlerin daha düşük rüzgarlarda bile daha hızlı dönüp üretim yapmasını sağlayacak tasarımlar geliştirilirken bir yandan da açık deniz rüzgar türbinlerinin etrafını güneş panelleri ile donatmaya yönelik projeler geliştiriliyor. Böylece hem sistemlerin birbirini desteklemesi hem de aynı bölgede birden fazla yenilenebilir enerji kaynağından faydalanılması hedefleniyor. Ayrıca daha uzun rüzgar türbinlerinin üretilmesi, yüzen rüzgar çiftliklerinin kurulması gibi çalışmalar da mevcut.
 
Kısacası başta Çin olmak üzere ABD, Avustralya, Avrupa gibi dünyanın farklı bölgelerinde hızla yayılan açık deniz rüzgar enerji sistemleri, iklim krizi ve sürdürülebilirlik nedeniyle terk etmek zorunda olduğumuz fosil yakıtların yerini alarak temiz ve uygun maliyetli enerji sunmaya aday. Bu alandaki teknoloji geliştikçe de bunu etkilerini hızla göreceğiz.
 
Girişimcilik
Şehircilik ve Çevre
İnovasyon