Daha Temiz Dünya İçin 5 İnovatif Yol
Artan insan nüfusu ve bilinçsiz sanayileşme nedeniyle dünyamızın hızla kirlendiği tartışılmaz bir gerçek. Ancak henüz hiçbir şey için geç kalınmadığına inanıyorum. Farklı ülkelerde ortaya çıkan her biri çevre kirliliğine farklı bir açıdan deneysel çözüm getiren çalışmalar da geleceğe daha umutla bakmamı sağlıyor.
Mesela kanallarıyla meşhur bir şehir olan Amsterdam, su yollarındaki aşırı kirlenmenin etkilerini ortadan kaldırmak ve daha temiz bir şehir elde etmek için ilginç bir çalışmaya imza atıyor. Büyük Kabarcık Bariyeri olarak isimlendirilen çalışmada su yolunun zeminine farklı açılarla kurulan kabarcık üretme cihazları, kanallardaki plastik ve diğer atıkları kanalın iki yanında bulunan yakalama sistemine yönlendiriyor. Bu da atıkların dibe çökmesini ve daha fazla kirliliğe yol açmasının önüne geçiyor.
Nehir kenarında biriken kırmızı alglerin hücre duvarlarından ve balık pullarından elde edilen bir malzemenin biyoplastiğe dönüşmesi kulağa enteresan geliyor değil mi? Sussex Üniversitesi mezunu Lucy Hughes tarafından geliştirilen ve ödüllendirilen proje ile tek kullanımlık ambalaj elde etmek için plastik yerine, çöpe atılacak ya da yakılacak atıklar olan balık pulları, deri malzemeler ve diğer ürünler değerlendiriliyor. Elde edilen yarı saydam malzeme de tek kullanımlık ambalaj ve jelatin üretiminde kullanılıyor. Kısacası “plastik” elde etmek için plastik kullanmaya gerek kalmıyor.
Bir diğer inovatif çalışma da giyim sektörünü yakından ilgilendiriyor. Hollanda merkezli DyeCoo isimli firmanın geliştirdiği yeni boyama makinesi, giyim ürünlerini boyamada su ve kimyasal işleme olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Normalde iki kilo kumaşın boyanması için en az 120 litre su harcanması gerekir. Ancak su kullanmadan boyama işlemini gerçekleştiren bu yeni makinelerin her biri, tek başına 30 milyon litreden fazla suyun ve 200 tona yakın kimyasal malzemenin tasarrufunu sağlıyor. Temiz su kaynaklarına olan ihtiyacımız göz önünde bulundurulduğunda bu yeni cihazların ne kadar önemli olduğunu daha kolay anlayabiliriz.
Daha temiz bir dünya için yapılan çalışmalardan biri de şahıslara ya da kurumlara değil de bir devlete ait. 20’ye yakın adacıktan oluşan kuzey ülkesi Faroe Adaları, son yıllarda artan turist sayısı nedeniyle ciddi bir çevre kirliliği yaşıyor. Bunun önüne geçmek için de yeni bir yol izliyor. 2019 yılında da yaptığı gibi ülkeyi birkaç günlüğüne turistlere kapatan devlet, dünya genelinden destek veren gönüllülerle birlikte adalardan oluşan ülkeyi baştan aşağı temizlemeye çalışıyor. Böylece hem birbirinden eşsiz manzaralar sunan koylar hem de yaban hayatına ev sahipliği yapan alanlar temizleniyor ve geleceğe daha sağlam adımlar atılması hedefleniyor. Üstelik bu gönüllü temizlik çalışmasının her yıl yapılacağı duyuruldu.
Doğayı ve tüm canlıları korumak için hayata geçirilen çalışmalardan biri de Filipinlere ait. Ülkenin Muntinlupa şehrine bağlı Bayanan isimli köyde, temel besin kaynaklarından olan pirinç elde etmek için farklı bir yöntem uygulanıyor. İki kilogram plastik atık karşılığında bir kilogram pirinç veriliyor. Böylece hem köy halkına çok ucuza beslenme imkanı sunuluyor hem de bölgedeki plastik atıkların büyük bir kısmının toplanıp geri dönüşüme gönderilmesi sağlanıyor.
Kısacası dünyanın farklı bölgelerinde atıkların doğaya zarar vermesinin önüne geçilmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Hepsinin ortak özelliği de daha temiz bir dünya, daha temiz bir gelecek için katkı sunmak. Bizim de buna hem üretim hem de tüketim aşamalarında alacağımız önlemlerle destek olmamız, üzerimize düşen görevi fazlasıyla yerine getirmemiz gerekiyor.
Mesela kanallarıyla meşhur bir şehir olan Amsterdam, su yollarındaki aşırı kirlenmenin etkilerini ortadan kaldırmak ve daha temiz bir şehir elde etmek için ilginç bir çalışmaya imza atıyor. Büyük Kabarcık Bariyeri olarak isimlendirilen çalışmada su yolunun zeminine farklı açılarla kurulan kabarcık üretme cihazları, kanallardaki plastik ve diğer atıkları kanalın iki yanında bulunan yakalama sistemine yönlendiriyor. Bu da atıkların dibe çökmesini ve daha fazla kirliliğe yol açmasının önüne geçiyor.
Nehir kenarında biriken kırmızı alglerin hücre duvarlarından ve balık pullarından elde edilen bir malzemenin biyoplastiğe dönüşmesi kulağa enteresan geliyor değil mi? Sussex Üniversitesi mezunu Lucy Hughes tarafından geliştirilen ve ödüllendirilen proje ile tek kullanımlık ambalaj elde etmek için plastik yerine, çöpe atılacak ya da yakılacak atıklar olan balık pulları, deri malzemeler ve diğer ürünler değerlendiriliyor. Elde edilen yarı saydam malzeme de tek kullanımlık ambalaj ve jelatin üretiminde kullanılıyor. Kısacası “plastik” elde etmek için plastik kullanmaya gerek kalmıyor.
Bir diğer inovatif çalışma da giyim sektörünü yakından ilgilendiriyor. Hollanda merkezli DyeCoo isimli firmanın geliştirdiği yeni boyama makinesi, giyim ürünlerini boyamada su ve kimyasal işleme olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Normalde iki kilo kumaşın boyanması için en az 120 litre su harcanması gerekir. Ancak su kullanmadan boyama işlemini gerçekleştiren bu yeni makinelerin her biri, tek başına 30 milyon litreden fazla suyun ve 200 tona yakın kimyasal malzemenin tasarrufunu sağlıyor. Temiz su kaynaklarına olan ihtiyacımız göz önünde bulundurulduğunda bu yeni cihazların ne kadar önemli olduğunu daha kolay anlayabiliriz.
Daha temiz bir dünya için yapılan çalışmalardan biri de şahıslara ya da kurumlara değil de bir devlete ait. 20’ye yakın adacıktan oluşan kuzey ülkesi Faroe Adaları, son yıllarda artan turist sayısı nedeniyle ciddi bir çevre kirliliği yaşıyor. Bunun önüne geçmek için de yeni bir yol izliyor. 2019 yılında da yaptığı gibi ülkeyi birkaç günlüğüne turistlere kapatan devlet, dünya genelinden destek veren gönüllülerle birlikte adalardan oluşan ülkeyi baştan aşağı temizlemeye çalışıyor. Böylece hem birbirinden eşsiz manzaralar sunan koylar hem de yaban hayatına ev sahipliği yapan alanlar temizleniyor ve geleceğe daha sağlam adımlar atılması hedefleniyor. Üstelik bu gönüllü temizlik çalışmasının her yıl yapılacağı duyuruldu.
Doğayı ve tüm canlıları korumak için hayata geçirilen çalışmalardan biri de Filipinlere ait. Ülkenin Muntinlupa şehrine bağlı Bayanan isimli köyde, temel besin kaynaklarından olan pirinç elde etmek için farklı bir yöntem uygulanıyor. İki kilogram plastik atık karşılığında bir kilogram pirinç veriliyor. Böylece hem köy halkına çok ucuza beslenme imkanı sunuluyor hem de bölgedeki plastik atıkların büyük bir kısmının toplanıp geri dönüşüme gönderilmesi sağlanıyor.
Kısacası dünyanın farklı bölgelerinde atıkların doğaya zarar vermesinin önüne geçilmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Hepsinin ortak özelliği de daha temiz bir dünya, daha temiz bir gelecek için katkı sunmak. Bizim de buna hem üretim hem de tüketim aşamalarında alacağımız önlemlerle destek olmamız, üzerimize düşen görevi fazlasıyla yerine getirmemiz gerekiyor.