2020’de İnovatif Teknolojiler İnşaat Sektörüne Yeni Bir Anlayış Katacak
Teknolojide yaşanan her gelişme, her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de etkili oluyor. Hemen her buluş, sektörün daha verimli ve pratik hale gelmesine yardımcı oluyor. Bunun sonucunda da daha az maliyetle daha uzun ömürlü ve güvenilir yapılar ortaya çıkıyor.
2020 yılında da inovatif teknolojiler gelişmeye devam ediyor. Bu teknolojilerin bir kısmı hız, bir kısmı güvenlik, bir kısmı da sürdürülebilirlik açısından büyük katkı sağlıyor. Örneğin bilim kurgu filmlerinden aşina olduğumuz giyilebilir robotik dış iskelet; inşaatta güvenlik anlayışına yeni bir boyut getiriyor. Henüz test aşamasında olan bu ürün, sensörleri ve hafif ama dayanıklı yapısı ile ağır malzemeleri kaldırmaktan tehlikeli bölgelerde çalışırken riski minimuma indirmeye kadar birçok noktada destek sunuyor. Yani hem yaralanma riskini en düşük seviyeye indiriyor hem de daha az güçle daha çok işin yapılmasını sağlıyor. Test ve geliştirme çalışmalarının ardından birkaç yıl içinde bu akıllı dış iskeletleri inşaat alanlarında görmemiz mümkün.
İnşaat sektöründe teknolojiden faydalanmanın yollarından bir diğeri, yapay zeka ve makine öğrenmesini sektöre uyarlamak. Nasıl mı? Projesi hazırlanan bir yapıya dair tüm bilgileri değerlendirecek yazılım; gerekli oran ürün miktarından personel sayısına, güç analizlerinden risk azaltma önerilerine kadar verimlilik için gerekli olan tüm sonuçları kolayca hazırlayıp planlamayı optimum seviyeye çekebilir. Bu da ideal çalışma ve tedarik sürecini ortaya çıkarır. Kısacası yapay zeka ile inşaat sektöründe olası aksilikler bir engel olmaktan çıkacak. Üstelik çok yakın zamanda bu uygulamanın daha yaygın kullanıldığını göreceğiz.
Çin’de ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını boyunca birçok yeniliğe şahit olduk. Mesela Çin hükümet yöneticileri, salgından etkilenen hastalar için yeni bir hastane yapmaya karar verince sadece birkaç gün içerisinde bin yataklı hastaneyi hazır hale getirdi. Peki, bu nasıl oldu? Tabii ki prefabrik ve modüler yapılarla. Tüm parçaların ve tesisatın başka bir yerde hızlıca tek tek hazırlanıp inşaat alanında kolayca bir araya getirilmesiyle çok kısa sürede tamamlanan bu hastane, son dönemde kullanımı yaygınlaşan yeni nesil prefabrik yapıların modüler sistemle ne kadar verimli olduğunu da ortaya koymuş oldu. Son dönemde bazı şehirlerde de kullanılmaya başlanan bu tip modüler yapılar, daha az maliyet ve çok daha hızlı hazırlanma avantajları sayesinde gelecekte daha sık karşımıza çıkacak.
Ayrıca son dönemde dünyanın daha fazla dikkatini çeken sürdürülebilirlik kavramı da inşaat sektöründe inovatif teknolojilerin gündemine girmiş durumda. Karbon emisyonunu artırarak çevre kirliliğini düşürmeyi hedefleyen bu çalışmaların merkezinde de yapılarda kullanılan malzemeler var. Karbon salınımı yüksek malzemeler yerine daha az salınım yapan, hatta sıfıra indiren yeni nesil ürünlerin kullanılması, inşaat sektörüne yepyeni bir anlayış katmaya başladı. Henüz yaygın olarak kullanılmasa da orta vadede karbon ayak izi en düşük seviyeye inmiş, daha sürdürülebilir bir dünya oluşturmaya hizmet eden yapılarda yaşamaya başlayacağız. Bu anlayışa benzer bir çalışma da tonlarca malzeme kullanılan inşaatları, geri dönüştürülmüş malzemelerin de değerlendirildiği alanlar haline getirmeyi hedefliyor. Bisiklet yollarından pencere doğramalarına kadar birçok alanda geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması, diğer alanlarda da geri dönüştürülebilir malzemelerin tercih edilmesi, büyük atık yığınlarının oluşmasını önleyecektir. Teknolojiden yararlanılarak güçlendirilen bu malzemeler sayesinde güvenli alanlarda yaşarken dünyamızın geleceğine de bir katkı sunmaya oldukça yakınız.
Tüm bu teknolojilerin ortak özelliği, daha verimli ve daha güvenli yapılar ortaya koymaya yardımcı olmaları. Bu teknolojiler yaygınlaştıkça hem bugünümüzün hem de geleceğimizin daha güvenli olacağı da bir gerçek.
2020 yılında da inovatif teknolojiler gelişmeye devam ediyor. Bu teknolojilerin bir kısmı hız, bir kısmı güvenlik, bir kısmı da sürdürülebilirlik açısından büyük katkı sağlıyor. Örneğin bilim kurgu filmlerinden aşina olduğumuz giyilebilir robotik dış iskelet; inşaatta güvenlik anlayışına yeni bir boyut getiriyor. Henüz test aşamasında olan bu ürün, sensörleri ve hafif ama dayanıklı yapısı ile ağır malzemeleri kaldırmaktan tehlikeli bölgelerde çalışırken riski minimuma indirmeye kadar birçok noktada destek sunuyor. Yani hem yaralanma riskini en düşük seviyeye indiriyor hem de daha az güçle daha çok işin yapılmasını sağlıyor. Test ve geliştirme çalışmalarının ardından birkaç yıl içinde bu akıllı dış iskeletleri inşaat alanlarında görmemiz mümkün.
İnşaat sektöründe teknolojiden faydalanmanın yollarından bir diğeri, yapay zeka ve makine öğrenmesini sektöre uyarlamak. Nasıl mı? Projesi hazırlanan bir yapıya dair tüm bilgileri değerlendirecek yazılım; gerekli oran ürün miktarından personel sayısına, güç analizlerinden risk azaltma önerilerine kadar verimlilik için gerekli olan tüm sonuçları kolayca hazırlayıp planlamayı optimum seviyeye çekebilir. Bu da ideal çalışma ve tedarik sürecini ortaya çıkarır. Kısacası yapay zeka ile inşaat sektöründe olası aksilikler bir engel olmaktan çıkacak. Üstelik çok yakın zamanda bu uygulamanın daha yaygın kullanıldığını göreceğiz.
Çin’de ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını boyunca birçok yeniliğe şahit olduk. Mesela Çin hükümet yöneticileri, salgından etkilenen hastalar için yeni bir hastane yapmaya karar verince sadece birkaç gün içerisinde bin yataklı hastaneyi hazır hale getirdi. Peki, bu nasıl oldu? Tabii ki prefabrik ve modüler yapılarla. Tüm parçaların ve tesisatın başka bir yerde hızlıca tek tek hazırlanıp inşaat alanında kolayca bir araya getirilmesiyle çok kısa sürede tamamlanan bu hastane, son dönemde kullanımı yaygınlaşan yeni nesil prefabrik yapıların modüler sistemle ne kadar verimli olduğunu da ortaya koymuş oldu. Son dönemde bazı şehirlerde de kullanılmaya başlanan bu tip modüler yapılar, daha az maliyet ve çok daha hızlı hazırlanma avantajları sayesinde gelecekte daha sık karşımıza çıkacak.
Ayrıca son dönemde dünyanın daha fazla dikkatini çeken sürdürülebilirlik kavramı da inşaat sektöründe inovatif teknolojilerin gündemine girmiş durumda. Karbon emisyonunu artırarak çevre kirliliğini düşürmeyi hedefleyen bu çalışmaların merkezinde de yapılarda kullanılan malzemeler var. Karbon salınımı yüksek malzemeler yerine daha az salınım yapan, hatta sıfıra indiren yeni nesil ürünlerin kullanılması, inşaat sektörüne yepyeni bir anlayış katmaya başladı. Henüz yaygın olarak kullanılmasa da orta vadede karbon ayak izi en düşük seviyeye inmiş, daha sürdürülebilir bir dünya oluşturmaya hizmet eden yapılarda yaşamaya başlayacağız. Bu anlayışa benzer bir çalışma da tonlarca malzeme kullanılan inşaatları, geri dönüştürülmüş malzemelerin de değerlendirildiği alanlar haline getirmeyi hedefliyor. Bisiklet yollarından pencere doğramalarına kadar birçok alanda geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması, diğer alanlarda da geri dönüştürülebilir malzemelerin tercih edilmesi, büyük atık yığınlarının oluşmasını önleyecektir. Teknolojiden yararlanılarak güçlendirilen bu malzemeler sayesinde güvenli alanlarda yaşarken dünyamızın geleceğine de bir katkı sunmaya oldukça yakınız.
Tüm bu teknolojilerin ortak özelliği, daha verimli ve daha güvenli yapılar ortaya koymaya yardımcı olmaları. Bu teknolojiler yaygınlaştıkça hem bugünümüzün hem de geleceğimizin daha güvenli olacağı da bir gerçek.