Okyanustan Tatlı Su Elde Ederken Güneş’ten Destek Almak
Son yıllarda sıklıkla vurguladığım gibi insanlığı bekleyen en büyük tehlikelerden biri hiç kuşkusuz su krizi. Bugün yüz milyonlarca insan temiz suya erişim konusunda büyük sıkıntı yaşıyor, kuraklık ve çevre kirliliği nedeniyle tatlı su kaynakları hızla azalıyor. Üstelik nüfusumuz da hızla artıyor ve haliyle nüfus arttıkça suya olan talep de artıyor. Öyle ki 2050 yılında insan nüfusunun 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Ancak Birleşmiş Milletler verilerine göre 2030 yılına gelindiğinde yani çok da uzak olmayan bir gelecekte küresel su talebi, arzı neredeyse %40 oranında aşacak. Bu da nüfusun önemli bir bölümünün tatlı sudan mahrum kalması ihtimalini beraberinde getiriyor.
Bugün gezegenimizin birçok farklı noktasında çok ciddi tatlı su krizi yaşanıyor. Su stresi yaşayan ülkeler sınıfına girmekte olan ülkemizde de bunun etkilerini her geçen gün biraz daha fazla hissediyoruz. İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte bazı bölgelerimiz su stresini oldukça yakından hissediyor.
Su krizinin etkileri ise oldukça fazla. Başta insan sağlığı olmak üzere biyolojik çeşitlilik, tarımsal üretim, hijyen gibi farklı açılardan tehdit oluşturan bu sorunu çözmek için de son yıllarda farklı projeler geliştirilerek en uygun çözüm aranıyor. Bu projelerden biri de yakın zamanda ABD ve Çin’de çalışan mühendislerin geliştirdiği yeni bir tasarım.
Tatlı su kaynaklarını korumak için olduğu gibi daha fazla tatlı su elde etmek için de birçok proje geliştiriliyor. Çin-ABD mühendisleri ortaklığında geliştirilen bu yeni proje de daha fazla tatlı su elde etmeye odaklanıyor. Bunu da okyanus suyunu tuzdan arındırma yöntemiyle yapmayı hedefliyor. Aslında bilindiği gibi bu konuda birçok proje ve farklı tesisler mevcut. Dünyanın farklı bölgelerinde birçok deniz suyu arıtma tesisi bulunuyor. Ancak bu tesislerin ortak özelliği, üretim aşamasında çok fazla enerji harcıyor olmaları. Teknoloji geliştikçe bu tüketim miktarı azalsa da tesislerin enerji talebi hala istenen seviyeden yüksek. Üzerinde çalışılan yeni proje ise enerji tüketimini ortadan kaldırmayı hedefliyor, çünkü gücünü Güneş’ten alıyor.
Yarı kurak ve kurak bölgelerde hem bugün hem de gelecekte daha da büyüyecek tatlı su ihtiyacına bir çözüm olarak geliştirilen proje, musluk suyundan daha ucuza tatlı su üretme hedefinin bir sonucu. Proje ile ilgili olarak Joule dergisinden yayımlanan makalede bu sistemin ana hatları ve temel çalışma prensibi de paylaşılmış.
Buna göre gelecekte bir valiz boyutuna kadar küçültülmesi planlanan sistem, tuzlu suyu alıp güneş ışınlarıyla ısıtıyor ve buharlaşma oluşturuyor. İç yüzeyindeki tasarım ile bir girdap oluşturarak suyun hareket halinde olması sağlanırken güneşin ısısıyla suyun buharlaşması sağlanıyor. Ortaya çıkan su buharı da ayrı bir bölmede hava ile yoğunlaştırılarak tuzdan arındırılmış su elde ediliyor. Buharlaşma aşamasında geride kalan tuz ise dibe çöküp birikerek sistemi tıkamıyor, cihazın içinde ve dışındaki uygun alanlarda dolaşmaya devam ediyor.
Yedek parça gerektirmeden yıllar boyunca kullanılabileceği öngörülen sistem ile saatte 4-6 litre içme suyu elde edilmesi planlanıyor. Böylece bir ailenin günlük su ihtiyacını karşılayabilecek olan sistem, Güneş’ten güç aldığı için de enerji harcamıyor. Bu sayede de musluk suyundan çok daha ucuza içme suyu elde edilmesine imkan tanıyor.
Yapılan testlerde hem doğal deniz suyunu hem de tuzu artırılmış suyu başarıyla arıtan sistem ile özellikle tatlı su kaynaklarına ulaşamayan toplulukların şebekeden bağımsız şekilde tatlı su elde etmesini sağlıyor. Bu tip inovatif projeler arttıkça su krizi yaşayan toplumlar yaşamlarını sürdürebilir, gelecekte bizi bekleyen su krizinin etkileri şimdiden azaltılabilir.
Ancak Birleşmiş Milletler verilerine göre 2030 yılına gelindiğinde yani çok da uzak olmayan bir gelecekte küresel su talebi, arzı neredeyse %40 oranında aşacak. Bu da nüfusun önemli bir bölümünün tatlı sudan mahrum kalması ihtimalini beraberinde getiriyor.
Bugün gezegenimizin birçok farklı noktasında çok ciddi tatlı su krizi yaşanıyor. Su stresi yaşayan ülkeler sınıfına girmekte olan ülkemizde de bunun etkilerini her geçen gün biraz daha fazla hissediyoruz. İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte bazı bölgelerimiz su stresini oldukça yakından hissediyor.
Su krizinin etkileri ise oldukça fazla. Başta insan sağlığı olmak üzere biyolojik çeşitlilik, tarımsal üretim, hijyen gibi farklı açılardan tehdit oluşturan bu sorunu çözmek için de son yıllarda farklı projeler geliştirilerek en uygun çözüm aranıyor. Bu projelerden biri de yakın zamanda ABD ve Çin’de çalışan mühendislerin geliştirdiği yeni bir tasarım.
Musluk Suyundan Daha Ucuz İçme Suyu
Tatlı su kaynaklarını korumak için olduğu gibi daha fazla tatlı su elde etmek için de birçok proje geliştiriliyor. Çin-ABD mühendisleri ortaklığında geliştirilen bu yeni proje de daha fazla tatlı su elde etmeye odaklanıyor. Bunu da okyanus suyunu tuzdan arındırma yöntemiyle yapmayı hedefliyor. Aslında bilindiği gibi bu konuda birçok proje ve farklı tesisler mevcut. Dünyanın farklı bölgelerinde birçok deniz suyu arıtma tesisi bulunuyor. Ancak bu tesislerin ortak özelliği, üretim aşamasında çok fazla enerji harcıyor olmaları. Teknoloji geliştikçe bu tüketim miktarı azalsa da tesislerin enerji talebi hala istenen seviyeden yüksek. Üzerinde çalışılan yeni proje ise enerji tüketimini ortadan kaldırmayı hedefliyor, çünkü gücünü Güneş’ten alıyor.
Yarı kurak ve kurak bölgelerde hem bugün hem de gelecekte daha da büyüyecek tatlı su ihtiyacına bir çözüm olarak geliştirilen proje, musluk suyundan daha ucuza tatlı su üretme hedefinin bir sonucu. Proje ile ilgili olarak Joule dergisinden yayımlanan makalede bu sistemin ana hatları ve temel çalışma prensibi de paylaşılmış.
Buna göre gelecekte bir valiz boyutuna kadar küçültülmesi planlanan sistem, tuzlu suyu alıp güneş ışınlarıyla ısıtıyor ve buharlaşma oluşturuyor. İç yüzeyindeki tasarım ile bir girdap oluşturarak suyun hareket halinde olması sağlanırken güneşin ısısıyla suyun buharlaşması sağlanıyor. Ortaya çıkan su buharı da ayrı bir bölmede hava ile yoğunlaştırılarak tuzdan arındırılmış su elde ediliyor. Buharlaşma aşamasında geride kalan tuz ise dibe çöküp birikerek sistemi tıkamıyor, cihazın içinde ve dışındaki uygun alanlarda dolaşmaya devam ediyor.
Yedek parça gerektirmeden yıllar boyunca kullanılabileceği öngörülen sistem ile saatte 4-6 litre içme suyu elde edilmesi planlanıyor. Böylece bir ailenin günlük su ihtiyacını karşılayabilecek olan sistem, Güneş’ten güç aldığı için de enerji harcamıyor. Bu sayede de musluk suyundan çok daha ucuza içme suyu elde edilmesine imkan tanıyor.
Yapılan testlerde hem doğal deniz suyunu hem de tuzu artırılmış suyu başarıyla arıtan sistem ile özellikle tatlı su kaynaklarına ulaşamayan toplulukların şebekeden bağımsız şekilde tatlı su elde etmesini sağlıyor. Bu tip inovatif projeler arttıkça su krizi yaşayan toplumlar yaşamlarını sürdürebilir, gelecekte bizi bekleyen su krizinin etkileri şimdiden azaltılabilir.
