Serviced Apartments Konseptine The Superior Living Dokunuşu
İçinde bulunduğumuz dönem, insanlığın en hareketli olduğu dönem diyebilirim. Küresel ekonomi gelişip sınırlar daha şeffaf hale geldikçe şehirler, ülkeler, hatta kıtalar arası seyahatlerin sayısı artıyor. İş, turizm ya da başka bir sebeple her gün milyonlarca insan seyahat ediyor. Tabii digital nomad ya da Türkçesiyle dijital göçebelerin etkisi de artık çok daha fazla hissediliyor. Dünya genelinde 40 milyonu aşan dijital göçebenin küresel ekonomiye katkısının 800 milyar dolara ulaştığı söyleniyor. Üstelik her geçen yıl dijital göçebelerin sayısı da artıyor. Öyle ki 2030 yılında yaklaşık 1 milyar kişinin dijital göçebe olması bekleniyor.
Seyahat eden insan sayısındaki bu artışla birlikte konaklama seçenekleri de artıyor, yeni anlayışlar devreye giriyor. Son dönemde paylaşım ekonomisinin yaygınlaşmasıyla birlikte sayıları artan Airbnb ve Sonder gibi uygulamaları buna örnek olarak verebiliriz. Temelde iki firmanın sunduğu hizmet aynı. Seyrek kullanılan yaşam alanlarının kullanılmayacakları dönemlerde kiraya verilerek değerlendirilmesi.
Aslında Airbnb’de hemen hiçbir konut, firmaya ait değil. Daha çok mülk sahipleri ile konaklama ihtiyacı olan kişileri bir araya getiriyor. Yani bir tür aracılık hizmeti veriyor. Sonder ise “otel olmayan otel” konseptinde. Otel lisansı alınmış evler, konaklama ihtiyacı olan kişilere kısa, orta ya da uzun vadeli kiralamalar yapılıyor.
Sonder’in sunduğu bu konaklama yöntemi, aynı zamanda serviced apartments konsepti olarak da adlandırılıyor. Serviced apartments konsepti nedir, yakından bakalım.
Serviced apartments, değişen konaklama taleplerini karşılamak için ortaya çıkan ve ev konforunda konaklama için kiralama hizmeti sunan bir konsept. Kısa, orta ya da uzun vadeli konaklama ihtiyaçlarında, otellerde sunulan hizmetleri de karşılayan ve özel dekorasyonla tasarlanan dairelerden oluşan bir konaklama biçimi. Kısacası serviced apartments, otel hizmetleri ile evin sunduğu konforu birleştiriyor. Ayrıca özenle dekore edilen bu alanlar, bir dairenin sunduğu mutfak ve çalışma odası gibi bölümlere de sahip oluyor. Yani orta ya da uzun vadeli konaklama ihtiyacı için ideal bir seçenek.
Özellikle megapollerde son yıllarda karşımıza daha çok çıkan serviced apartments konseptini en çok tercih edenler ise dijital göçmenler. Paylaşım ekonomisine dayanan bu konsept ile konforlu konaklama talep eden kullanıcılar için oldukça cazip bir seçenek sunuluyor. Bu sayede yatırım amacıyla satın aldığı lüks evini kiraya verirken elde edebileceği geliri en üst düzeye çıkarmak isteyen ev sahipleri ile başka bir ülkede ya da şehirde orta veya uzun vadeli konaklamak isteyen kişiler bu konsept ile bir araya geliyor.
Biz de Ege Yapı olarak dünyanın çekim merkezlerinden İstanbul’da The Superior Living ile serviced apartments konseptine yepyeni bir boyut kazandırdık.
İstanbul’da biri Batışehir ve ikisi Kağıthane’de olmak üzere 3 farklı lokasyonda 175 daire ile hizmet veren ve 2023 sonuna kadar 500 üniteye ulaşması planlanan The Superior Living; ev konforunda otel hizmetleri, yeni nesil teknolojiler, mahremiyet ve sorunsuz çalışma ortamını bir arada sunuyor. Yaşam tarzlarına uygun olacak şekilde farklı sayıda oda ve özellikler sunan The Superior Living’de ihtiyaca uygun büyüklükte rezidanslar kiralanabiliyor. Üstelik otel odalarından daha büyük olan bu rezidanslarda oturma odası, çalışma alanı gibi bağımsız bölümler de bulunuyor. Bu sayede konaklamalarda ev konforu elde edilirken toplantılar ve diğer görüşmeler de gerçekleştirilebiliyor.
Her biri ayrı ayrı dekore edilmiş rezidanslardan oluşan The Superior Living’de mülk sahiplerinin; yatırım amaçlı aldıkları mülkleri için aidat, vergiler ve diğer zorlayıcı süreçlerle uğraşmasına da gerek kalmıyor. Mülk sahiplerinin verdikleri işletme yetkisi sayesinde rezidanslar, en az bir ay konaklamak isteyen misafirlere The Superior Living tarafından kiralanıyor. Kiralanan süre boyunca misafirlere yönelik hizmetler de The Superior Living tarafından sunuluyor. Kısacası mülk sahipleri, hiçbir zahmete girmeden yatırımlarının karşılığını alırken misafirler de otel hizmetlerine rezidans konforunda kavuşmuş oluyor.
Ege Yapı olarak daima yenilikleri takip eden yapımızı korumayı sürdürecek, konforlu ve modern tasarımlarla yepyeni yaşam alanları üretmeye devam edeceğiz.
Seyahat eden insan sayısındaki bu artışla birlikte konaklama seçenekleri de artıyor, yeni anlayışlar devreye giriyor. Son dönemde paylaşım ekonomisinin yaygınlaşmasıyla birlikte sayıları artan Airbnb ve Sonder gibi uygulamaları buna örnek olarak verebiliriz. Temelde iki firmanın sunduğu hizmet aynı. Seyrek kullanılan yaşam alanlarının kullanılmayacakları dönemlerde kiraya verilerek değerlendirilmesi.
Aslında Airbnb’de hemen hiçbir konut, firmaya ait değil. Daha çok mülk sahipleri ile konaklama ihtiyacı olan kişileri bir araya getiriyor. Yani bir tür aracılık hizmeti veriyor. Sonder ise “otel olmayan otel” konseptinde. Otel lisansı alınmış evler, konaklama ihtiyacı olan kişilere kısa, orta ya da uzun vadeli kiralamalar yapılıyor.
Sonder’in sunduğu bu konaklama yöntemi, aynı zamanda serviced apartments konsepti olarak da adlandırılıyor. Serviced apartments konsepti nedir, yakından bakalım.
Serviced apartments, değişen konaklama taleplerini karşılamak için ortaya çıkan ve ev konforunda konaklama için kiralama hizmeti sunan bir konsept. Kısa, orta ya da uzun vadeli konaklama ihtiyaçlarında, otellerde sunulan hizmetleri de karşılayan ve özel dekorasyonla tasarlanan dairelerden oluşan bir konaklama biçimi. Kısacası serviced apartments, otel hizmetleri ile evin sunduğu konforu birleştiriyor. Ayrıca özenle dekore edilen bu alanlar, bir dairenin sunduğu mutfak ve çalışma odası gibi bölümlere de sahip oluyor. Yani orta ya da uzun vadeli konaklama ihtiyacı için ideal bir seçenek.
Özellikle megapollerde son yıllarda karşımıza daha çok çıkan serviced apartments konseptini en çok tercih edenler ise dijital göçmenler. Paylaşım ekonomisine dayanan bu konsept ile konforlu konaklama talep eden kullanıcılar için oldukça cazip bir seçenek sunuluyor. Bu sayede yatırım amacıyla satın aldığı lüks evini kiraya verirken elde edebileceği geliri en üst düzeye çıkarmak isteyen ev sahipleri ile başka bir ülkede ya da şehirde orta veya uzun vadeli konaklamak isteyen kişiler bu konsept ile bir araya geliyor.
Biz de Ege Yapı olarak dünyanın çekim merkezlerinden İstanbul’da The Superior Living ile serviced apartments konseptine yepyeni bir boyut kazandırdık.
İstanbul’da biri Batışehir ve ikisi Kağıthane’de olmak üzere 3 farklı lokasyonda 175 daire ile hizmet veren ve 2023 sonuna kadar 500 üniteye ulaşması planlanan The Superior Living; ev konforunda otel hizmetleri, yeni nesil teknolojiler, mahremiyet ve sorunsuz çalışma ortamını bir arada sunuyor. Yaşam tarzlarına uygun olacak şekilde farklı sayıda oda ve özellikler sunan The Superior Living’de ihtiyaca uygun büyüklükte rezidanslar kiralanabiliyor. Üstelik otel odalarından daha büyük olan bu rezidanslarda oturma odası, çalışma alanı gibi bağımsız bölümler de bulunuyor. Bu sayede konaklamalarda ev konforu elde edilirken toplantılar ve diğer görüşmeler de gerçekleştirilebiliyor.
Her biri ayrı ayrı dekore edilmiş rezidanslardan oluşan The Superior Living’de mülk sahiplerinin; yatırım amaçlı aldıkları mülkleri için aidat, vergiler ve diğer zorlayıcı süreçlerle uğraşmasına da gerek kalmıyor. Mülk sahiplerinin verdikleri işletme yetkisi sayesinde rezidanslar, en az bir ay konaklamak isteyen misafirlere The Superior Living tarafından kiralanıyor. Kiralanan süre boyunca misafirlere yönelik hizmetler de The Superior Living tarafından sunuluyor. Kısacası mülk sahipleri, hiçbir zahmete girmeden yatırımlarının karşılığını alırken misafirler de otel hizmetlerine rezidans konforunda kavuşmuş oluyor.
Ege Yapı olarak daima yenilikleri takip eden yapımızı korumayı sürdürecek, konforlu ve modern tasarımlarla yepyeni yaşam alanları üretmeye devam edeceğiz.
