İnşaat Malzemelerinde Yeni Teknolojilere Yer Açmanın Vakti
Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden ve bu alandaki değişimlerden yoğun olarak faydalanan sektörlerin başında geliyor inşaat sektörü. Verimlilik, pratiklik ve düşük maliyet üzerine kurulu bu yenilikler, hız ve dayanıklılık bakımından da avantaj sağlıyor. Tabii burada bahsedilen teknolojiler yalnızca makinelerin gelişmesini sağlamıyor; geri dönüşümden, doğal enerji kaynaklarını inşaat malzemelerinde kullanmaya kadar bir dizi yeniliği beraberinde getiriyor. Mesela Hollanda’daki “yeşil asfalt” uygulaması bu yeniliklerden biri. Geri dönüşümlü şişeler, tek kullanımlık plastikler ve eski araba lastikleri kullanılarak hazırlanan plastik bloklar, bisiklet yolları için asfalt olarak kullanılmak üzere geliştiriliyor. Geri dönüşümü mümkün olan diğer plastik malzemelerin de ekleneceği bu özel asfaltın yaygınlaşması ile yollar hem fosil yakıtların hükmünden kurtulacak hem de daha yeşil bir dünya için atılan adımlara bir yenisi daha eklenecek.
Daha önce de değindiğim 3D yazıcılar, inşaat sektörüne yeni bir soluk getirmeye çok yakın. Birçok farklı sektörde kullanılmaya başlanan bu 3 boyutlu yazıcılardan inşaat sektöründe faydalanmanın en pratik yolların biri ise 3D yazıcılarla üretilen köprüler. Madrid’de yaya köprüsü, Hollanda’da bisikletçi köprüsü, Çin’de hafif taşıtlar için köprü derken bu teknolojinin gittikçe yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Üstelik daha az inşaat malzemesi, daha az atık ve daha az emek anlamına gelen bu teknoloji, ekonomik ve çevreci.
Şantiyelerde görülmeye başlanan teknolojilerden biri de inşaat robotları. Nasıl bir önceki nesil olan inşaat makineleriyle birlikte işçilerin yükü hafiflemiş ve inşaatı bitirmesüreleri kısalmışsa bu yeni robotik teknolojilerle de benzer bir etki elde edilecek. Tuğla döşeme robotundan otonom yükleyicilere kadar birçok yeni üründen faydalanmak mümkün. Hatta LIDAR ve GPS gibi teknolojilerle inşaat makinelerinin entegrasyonu arttıkça işçilerin iş yükü daha da hafifleyecek ve fiziksel güç ya da ekstra hız gerektiren aşamalar “akıllı robotlar” tarafından gerçekleştirilecek.
Tabii yeni nesil teknoloji deyince mutlaka aklımıza gelen sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik de inşaat sektöründe yerini almaya başladı. Yakın döneme kadar bu teknolojilerden daha çok bilgisayar oyunlarında ya da çeşitli mesleklerin eğitimlerinde faydalanılıyordu. Ancak ABD’li inşaat firması Layton, bu teknolojiye farklı bir boyut kazandırdı. İnşa edilecek hastane için 20 farklı sanal maket hazırlayan firma, kullanıcı testlerini sanal gerçeklik üzerinden gerçekleştirdi. Böylece kullanıcılara doğrudan modelleri deneyimleme fırsatı sunuldu ve geri bildirimler üzerinden inşaat planı geliştirildi.
Bir inşaatın sağlamlığı ve uzun ömürlülüğü, bir bakıma betonun kalitesine bağlıdır. Ve dünyanın en çok kullanılan inşaat malzemesi de beton olduğu için bu alanda yapılan bütün araştırmalar oldukça değerlidir. Yapılan son çalışma ise zaman içinde çatlaklar oluşan betonlarda bu problemin ortadan kalkmasına yönelik. Romalıların da kullandığı düşünülen “kendiliğinden iyileşebilen beton” teknolojisi, bilim insanlarının araştırmaları sonucu hayat buldu. Araştırmalar trichoderma reesei isimli bir mantar türü etrafında yoğunlaşmış durumda. Kireçtaşı üreten bu bakteri sayesinde beton, üzerinde oluşan ince çatlakları kendi kendine giderecek. Böylece daha uzun ömürlü ve sağlam yapılar elde etmek için bir adım daha atılmış olacak.
İnşaat sektöründe kullanılmaya başlanan teknolojilerden biri de yenilenebilir enerji kaynaklarından daha çok faydalanmayı hedefliyor. ABD, Çin, Hollanda, Fransa gibi birçok ülkede denenmeye başlanan güneş enerjisi panelleri döşenmiş yollar, hem elektrikli arabaları hareket halindeyken şarj edebilmeyi hem de karanlıkta parlayarak araba kullanmayı daha güvenli bir hale getirmeyi planlıyor. Kara yolu yüzeyine gömülecek güneş enerjisi panelleri, kendi güçlerini üretecek ve entegre edilmiş araçlara iletecek. Böylece hem tasarruf edilebilecek hem de fosil enerji kaynaklarının kullanım oranı azalacak.
Bu teknolojileri yakından takip eden ve son derece önemseyen bir mühendis olarak, hayata geçirdiğimiz projelerimizde enerji verimliliğini odak noktalarımızdan biri olarak konumlandırıyoruz. “Avrupa’nın En İyi Karma Kullanım Projesi” ödüllü ve dünyanın en önemli ekonomi yayınlarından biri tarafından “Getiri Potansiyeli En Yüksek Projesi” seçilen Batışehir’de fotovoltaik panel çözümlerimiz ile güneş enerjisinden elektrik üreterek ortak alanlarımızda tasarruf sağlıyoruz. Projelerimizi yüksek enerji verimliliği performansı ile hayata geçiriyor ve bu çalışmalarımız ile A Sınıfı Enerji Kimlik Belge sahibi oluyoruz. Bizler için doğal kaynaklarımız çok kıymetli birer hazine ve toplumun her bireyi de bu konuda üzerine düşeni sergiledikçe toplumsal kalkınmamızın daha hızlı olacağını değerlendiriyorum.
Daha önce de değindiğim 3D yazıcılar, inşaat sektörüne yeni bir soluk getirmeye çok yakın. Birçok farklı sektörde kullanılmaya başlanan bu 3 boyutlu yazıcılardan inşaat sektöründe faydalanmanın en pratik yolların biri ise 3D yazıcılarla üretilen köprüler. Madrid’de yaya köprüsü, Hollanda’da bisikletçi köprüsü, Çin’de hafif taşıtlar için köprü derken bu teknolojinin gittikçe yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Üstelik daha az inşaat malzemesi, daha az atık ve daha az emek anlamına gelen bu teknoloji, ekonomik ve çevreci.
Şantiyelerde görülmeye başlanan teknolojilerden biri de inşaat robotları. Nasıl bir önceki nesil olan inşaat makineleriyle birlikte işçilerin yükü hafiflemiş ve inşaatı bitirmesüreleri kısalmışsa bu yeni robotik teknolojilerle de benzer bir etki elde edilecek. Tuğla döşeme robotundan otonom yükleyicilere kadar birçok yeni üründen faydalanmak mümkün. Hatta LIDAR ve GPS gibi teknolojilerle inşaat makinelerinin entegrasyonu arttıkça işçilerin iş yükü daha da hafifleyecek ve fiziksel güç ya da ekstra hız gerektiren aşamalar “akıllı robotlar” tarafından gerçekleştirilecek.
Tabii yeni nesil teknoloji deyince mutlaka aklımıza gelen sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik de inşaat sektöründe yerini almaya başladı. Yakın döneme kadar bu teknolojilerden daha çok bilgisayar oyunlarında ya da çeşitli mesleklerin eğitimlerinde faydalanılıyordu. Ancak ABD’li inşaat firması Layton, bu teknolojiye farklı bir boyut kazandırdı. İnşa edilecek hastane için 20 farklı sanal maket hazırlayan firma, kullanıcı testlerini sanal gerçeklik üzerinden gerçekleştirdi. Böylece kullanıcılara doğrudan modelleri deneyimleme fırsatı sunuldu ve geri bildirimler üzerinden inşaat planı geliştirildi.
Bir inşaatın sağlamlığı ve uzun ömürlülüğü, bir bakıma betonun kalitesine bağlıdır. Ve dünyanın en çok kullanılan inşaat malzemesi de beton olduğu için bu alanda yapılan bütün araştırmalar oldukça değerlidir. Yapılan son çalışma ise zaman içinde çatlaklar oluşan betonlarda bu problemin ortadan kalkmasına yönelik. Romalıların da kullandığı düşünülen “kendiliğinden iyileşebilen beton” teknolojisi, bilim insanlarının araştırmaları sonucu hayat buldu. Araştırmalar trichoderma reesei isimli bir mantar türü etrafında yoğunlaşmış durumda. Kireçtaşı üreten bu bakteri sayesinde beton, üzerinde oluşan ince çatlakları kendi kendine giderecek. Böylece daha uzun ömürlü ve sağlam yapılar elde etmek için bir adım daha atılmış olacak.
İnşaat sektöründe kullanılmaya başlanan teknolojilerden biri de yenilenebilir enerji kaynaklarından daha çok faydalanmayı hedefliyor. ABD, Çin, Hollanda, Fransa gibi birçok ülkede denenmeye başlanan güneş enerjisi panelleri döşenmiş yollar, hem elektrikli arabaları hareket halindeyken şarj edebilmeyi hem de karanlıkta parlayarak araba kullanmayı daha güvenli bir hale getirmeyi planlıyor. Kara yolu yüzeyine gömülecek güneş enerjisi panelleri, kendi güçlerini üretecek ve entegre edilmiş araçlara iletecek. Böylece hem tasarruf edilebilecek hem de fosil enerji kaynaklarının kullanım oranı azalacak.
Bu teknolojileri yakından takip eden ve son derece önemseyen bir mühendis olarak, hayata geçirdiğimiz projelerimizde enerji verimliliğini odak noktalarımızdan biri olarak konumlandırıyoruz. “Avrupa’nın En İyi Karma Kullanım Projesi” ödüllü ve dünyanın en önemli ekonomi yayınlarından biri tarafından “Getiri Potansiyeli En Yüksek Projesi” seçilen Batışehir’de fotovoltaik panel çözümlerimiz ile güneş enerjisinden elektrik üreterek ortak alanlarımızda tasarruf sağlıyoruz. Projelerimizi yüksek enerji verimliliği performansı ile hayata geçiriyor ve bu çalışmalarımız ile A Sınıfı Enerji Kimlik Belge sahibi oluyoruz. Bizler için doğal kaynaklarımız çok kıymetli birer hazine ve toplumun her bireyi de bu konuda üzerine düşeni sergiledikçe toplumsal kalkınmamızın daha hızlı olacağını değerlendiriyorum.