Girişimler Teknokentler ve Kuluçka Merkezlerinden Yükseliyor
Son dönemin en popüler konularının başında girişimcilik geliyor. Girişimciler, ürettikleri fikirleri hayata geçirdikçe özellikle sektörler büyüyor, yeni istihdam alanları doğuyor. Tabii girişimcilerin bunu tek başına yapması mümkün olmadığı için de yatırımcılar devreye giriyor. Ayrıca bu girişim fikirlerinin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi de ciddi bir çalışma, analiz ve en önemlisi mentor desteği yani akıl hocalığı gerektiriyor. Girişimcilerle yatırımcıları, diğer girişimleri ve danışmanları buluşturmanın en sağlıklı yolu ise kuluçka merkezleri ve teknokentler. Peki, kuluçka merkezi nedir, teknokent ne işe yarar ve girişimcilere neler sunarlar?
İngilizce incubator kelimesinden çevrilen kuluçka merkezleri, aslında isimleriyle oldukça uyumlu. Bir tavuğun, yumurtasını hazır hale getirene kadar başında beklemesi ve onu koruması gibi kuluçka merkezleri de girişimcilerin yeni fikirlerinin gelişmesi ve hayata geçmesi için olanaklar sunuyor. Üstelik bazı kuluçka merkezleri start-uplara bu hizmeti verirken kullanım bedeli dışında karşılık da beklemiyor. Bazıları ise küçük hisseler karşılığında gerekli tüm desteği sunuyor. Girişim başarıyla hayata geçince de karşılıklı kazanç durumu oluşuyor. Oldukça mantıklı ve faydalı bir sistem.
Hayata geçirmek için değerli bir fikri olan girişimciler, sektörleriyle ilgili bilgi ve tecrübe eksikliklerini kuluçka merkezleri aracılığıyla giderebiliyorlar. Fiziksel ortam yani ofisle birlikte eğitim programları, sektör ve piyasa hakkında mentorluk desteği, yatırımcılarla bir araya gelinmesini sağlayan networking aktiviteleri de kuluçka merkezlerinin faydaları arasında. Yani bir paylaşımlı ofisten çok daha fazlası.
Bir de ön kuluçka merkezleri var. Peki, nedir ön kuluçka merkezi? Fikir aşamasında olan, henüz şirketleşme aşamasına geçmemiş girişimlerin geliştirilmesi için destek sunulan yerlere ön kuluçka merkezi deniyor. Ülkemizde son yıllarda hem üniversitelerin hem de özel kuruluşların desteğiyle organize edilmiş birçok merkez bulunuyor. Mesela ODTÜ bünyesindeki ATOM yani Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi, İTÜ Çekirdek, Bilgi Sosyal Kuluçka Merkezi, Viveka, BAU Girişimcilik Operasyonları ve İnkübasyon Merkezi, Sera Kuluçka Merkezi, Etohum, HayalEt Kuluçka Merkezi, TEB Kuluçka Merkezi ve SUCool, Türkiye’deki kuluçka merkezlerinden bazıları.
Tabii girişimcilere destek bununla bitmiyor. Bir tür kuluçka merkezi sayılan teknokent ya da teknoparklar da girişimcilerle diğer girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getiriyor. Yani işlevleri benzer, ancak ağırlıklı olarak üniversiteler ve büyük sanayi kuruluşlarının önderliğinde ilerliyor. Üniversite-sanayi iş birliğinin somutlaşmış hali olan teknokentler, yeni fikirlerle birlikte buluşları da başarıya ulaştırmak için destek sunuyor. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde teknoparklara rastlamak mümkün. Burada amaç, özellikle teknoloji ağırlıklı girişim fikirlerinin üniversiteler ve araştırma merkezleri ile bir araya gelip geliştirilmesi, ar-ge faaliyetlerinin desteklenmesi ve sonuçların sanayiye aktarılması. Bence yeni fikirlerin ar-ge ile geliştirilip sanayi kuruluşları aracılığıyla hayata geçirilmesi için çok değerli bir çalışma.
Ülkemizde 50’den fazla teknokent mevcut ve buralarda binlerce firma faaliyet yürütüyor. TÜBİTAK Marmara Teknokent, ODTÜ Teknokent, İTÜ Arı Teknokent, Yıldız Teknopark ve CYBERPARK ile Mersin, İstanbul, Ankara, İzmir, Erciyes teknoloji geliştirme bölgeleri, Türkiye’deki teknokentler ve teknoparklardan bazıları.
Yeni fikirlerin ortaya çıkması, var olan fikirlerin geliştirilmesi, gerekli bilgi birikiminin sunulması ve nihayetinde de ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayisine katkı sağlaması nedeniyle kuluçka merkezleri ve teknokentler oldukça değerli atılımlar. Aslında potansiyelimizi ortaya çıkarmak için gerekli tüm malzemelere sahibiz. Yalnızca diğer gelişmiş ülkelerle bilim ve teknolojide yarışmak, gelecek nesillere daha sağlam temellere oturmuş bir Türkiye bırakmak için bu oluşumlara dikkatle eğilmek gerekiyor.
İngilizce incubator kelimesinden çevrilen kuluçka merkezleri, aslında isimleriyle oldukça uyumlu. Bir tavuğun, yumurtasını hazır hale getirene kadar başında beklemesi ve onu koruması gibi kuluçka merkezleri de girişimcilerin yeni fikirlerinin gelişmesi ve hayata geçmesi için olanaklar sunuyor. Üstelik bazı kuluçka merkezleri start-uplara bu hizmeti verirken kullanım bedeli dışında karşılık da beklemiyor. Bazıları ise küçük hisseler karşılığında gerekli tüm desteği sunuyor. Girişim başarıyla hayata geçince de karşılıklı kazanç durumu oluşuyor. Oldukça mantıklı ve faydalı bir sistem.
Hayata geçirmek için değerli bir fikri olan girişimciler, sektörleriyle ilgili bilgi ve tecrübe eksikliklerini kuluçka merkezleri aracılığıyla giderebiliyorlar. Fiziksel ortam yani ofisle birlikte eğitim programları, sektör ve piyasa hakkında mentorluk desteği, yatırımcılarla bir araya gelinmesini sağlayan networking aktiviteleri de kuluçka merkezlerinin faydaları arasında. Yani bir paylaşımlı ofisten çok daha fazlası.
Bir de ön kuluçka merkezleri var. Peki, nedir ön kuluçka merkezi? Fikir aşamasında olan, henüz şirketleşme aşamasına geçmemiş girişimlerin geliştirilmesi için destek sunulan yerlere ön kuluçka merkezi deniyor. Ülkemizde son yıllarda hem üniversitelerin hem de özel kuruluşların desteğiyle organize edilmiş birçok merkez bulunuyor. Mesela ODTÜ bünyesindeki ATOM yani Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi, İTÜ Çekirdek, Bilgi Sosyal Kuluçka Merkezi, Viveka, BAU Girişimcilik Operasyonları ve İnkübasyon Merkezi, Sera Kuluçka Merkezi, Etohum, HayalEt Kuluçka Merkezi, TEB Kuluçka Merkezi ve SUCool, Türkiye’deki kuluçka merkezlerinden bazıları.
Tabii girişimcilere destek bununla bitmiyor. Bir tür kuluçka merkezi sayılan teknokent ya da teknoparklar da girişimcilerle diğer girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getiriyor. Yani işlevleri benzer, ancak ağırlıklı olarak üniversiteler ve büyük sanayi kuruluşlarının önderliğinde ilerliyor. Üniversite-sanayi iş birliğinin somutlaşmış hali olan teknokentler, yeni fikirlerle birlikte buluşları da başarıya ulaştırmak için destek sunuyor. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde teknoparklara rastlamak mümkün. Burada amaç, özellikle teknoloji ağırlıklı girişim fikirlerinin üniversiteler ve araştırma merkezleri ile bir araya gelip geliştirilmesi, ar-ge faaliyetlerinin desteklenmesi ve sonuçların sanayiye aktarılması. Bence yeni fikirlerin ar-ge ile geliştirilip sanayi kuruluşları aracılığıyla hayata geçirilmesi için çok değerli bir çalışma.
Ülkemizde 50’den fazla teknokent mevcut ve buralarda binlerce firma faaliyet yürütüyor. TÜBİTAK Marmara Teknokent, ODTÜ Teknokent, İTÜ Arı Teknokent, Yıldız Teknopark ve CYBERPARK ile Mersin, İstanbul, Ankara, İzmir, Erciyes teknoloji geliştirme bölgeleri, Türkiye’deki teknokentler ve teknoparklardan bazıları.
Yeni fikirlerin ortaya çıkması, var olan fikirlerin geliştirilmesi, gerekli bilgi birikiminin sunulması ve nihayetinde de ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayisine katkı sağlaması nedeniyle kuluçka merkezleri ve teknokentler oldukça değerli atılımlar. Aslında potansiyelimizi ortaya çıkarmak için gerekli tüm malzemelere sahibiz. Yalnızca diğer gelişmiş ülkelerle bilim ve teknolojide yarışmak, gelecek nesillere daha sağlam temellere oturmuş bir Türkiye bırakmak için bu oluşumlara dikkatle eğilmek gerekiyor.